Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, Yeter ki Gazze’ye gidecek yolu bize açın, yeter ki o mazlumlara en azından kapıdan selam verelim, girebilirsek zorlayalım içeri girelim, şehit düşeceksek onlarla şehit düşelim. Zillet içinde yaşamaktansa izzet içinde şehit düşelim” diye bir açıklama yapıyor. AKP’li yıllarda yıllarca Dışişleri Bakanlığı yapmış, Başbakanlık yapmış, Türkiye’nin Ortadoğu politikasının mimarlarından ve uygulayıcılarından biri olan Davutoğlu’nun bu sözleri tamamen tribünlere oynamaktır. Yıllardır kendisinin de yürütücüsü olduğu politikaların sonucu ortadadır. Bu noktada tek bir özeleştiri dahi yapmazken, söylediklerinin riyakârlık olduğu açıktır.

Suriye’de Esad rejiminin yıkılıp, gerici cihatçı çetelerin iktidara gelmesinin ardından,Bir başarı varsa başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere hepimize aittir” diyerek, Suriye’deki gelişmelerin arkasında olduğunu ve “başarı”nın parçası olduğunu belirten Davutoğlu’nun şimdi Filistin üzerinden söyledikleri tam bir samimiyetsizlik örneğidir.

Bu zat, kendisinin “Ortadoğu’nun en tehlikeli adamı” olarak nitelendirildiğini söylemekten de geri durmuyor. Doğrudur, Davutoğlu ve onun meşrebinden gelenler, Ortadoğu halkları için büyük tehdit teşkil etmektedir. Zira onlar, emperyalist merkezlerin hizmetindedir. “Din kardeşliği”, “şehitlik”, “ulusal çıkar” edebiyatı üzerinden halkların uyutulmaya çalışıldığı gerçeği ise örtülmeye çalışılmaktadır.

Gazze’ye gitmekte hevesli görünen bu siyasetçilerin çoğu, Gazze’de akan her damla kanda parmağı olanlardır. Yıllardır emperyalist çıkarlar uğruna milyonların kanını dökenler, Ortadoğu halklarına kan ve gözyaşından başka bir şey vermeyenler, bundan sonra da halklara bir şey veremezler.