20. yüzyılın en özgün devrimi…
“Sovyetlerin çökmesinden sonra karşı karşıya kaldığı ambargolar karşısında taviz vermek zorunda kalan Küba bugün uluslararası dayatmalarla piyasa ekonomisine açılmaya zorlansa da Castro ve Che’nin olağanüstü kişiliğinde simgelenen Küba devrimi halkların mücadelesinde yaşamaya devam etmektedir.”
Ölümden korkmayacak kadar yaşamı sevenler…
Daha 17’sinde genç bir devrimciyken 13 Aralık’ta idam edilen, yaşamı köleleştirilmiş milyonlarca emekçi için mücadele ettiğinin bilincince olan Erdal Eren’in anısı önünde saygı ile eğiliyoruz. Katledilmesinin ardından 44 yıl geçmesine rağmen mücadele çağrısı hâlâ kulaklarımızda.
Dünyayı sarsan DEVRİM
“Ekim Devrimi’nin ardından kurulan işçi-emekçi iktidarı, kendine özgü koşullar ve içeride-dışarıdaki kuşatma sonucu yıkılmış olsa da Ekim Devrimi işçi sınıfına, ezilen halklara yol göstermeye devam ediyor.”
“Beyrut Kasabı” hâlâ işbaşında…
Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren, bölge halkları üzerinde bombalar yağdıran emperyalist-kapitalist sömürü düzeni son bulmadıkça da katliamlar bitmeyecek. Katliamların son bulması; savaş, saldırganlık ve sömürü düzeninin ortadan kalkmasıyla mümkündür.
12 Eylül rejimi sürüyor…
Burjuvazinin sınıf iktidarı devrilmeden 12 Eylül’ün hesabını sormak mümkün değildir. 12 Eylül’den gerçek anlamda hesap sorabilmenin yolu, devrimci bir program etrafında kenetlenmiş işçi sınıfı ve emekçilerin mücadeleyi büyütmesinden, sosyalist işçi-emekçi iktidarının kurulmasından geçmektedir.
Sungurlar (Büyük Kazan) Direnişi…
Sungurlar Direnişi Türkiye işçi sınıfı tarihinde komitelere dayalı, fabrika ve mahalle dayanışmasının güçlü, çevre fabrikaların eylemli dayanışma içerisinde olduğu önemli bir direniş olarak yerini almıştır.
TARİH / Tüm Yazılar
KAPAK
Kavga asıl şimdi başlamalı!
İşçi sınıfı ile dalga geçen bu pervasızlığa hak ettiği yanıtı vermek boynumuzun borcu olmalıdır. İşyerlerinde, sokaklarda, meydanlarda “insanca yaşamaya yeten ücret” mücadelesini her koşulda ve her biçimde devam ettirmeliyiz. İşçi sınıfı ve kapitalistler arasındaki kavganın politik bir mücadele olduğunu unutmadan Ocak zamlarına toplu sözleşme süreçlerine bu bakışla hazırlanmalı ek zam talebini her zaman gündemde tutmalı sefalet zammı dayatmalarına üretimden gelen gücümüzü kullanarak yanıt vermeyi hedeflemeliyiz.
Yasaklar sökmez, grevler sürer!
Sürdürülen grevler hepimizin grevidir. Elde edilecek kazanımlar hepimizin kazanımı olacaktır. Yasaklanmaya çalışılan sadece dört fabrikadaki grevler değil, işçi sınıfının mücadelesidir. Teslim alınmaya çalışılan bizlerin iradesidir. Bu bilinçle hareket etmek ve grevlerle eylemli dayanışmayı yükseltmek ertelenemez sorumluluğumuzdur.
Türkiye’nin Suriye’de ne işi var?
İşçi sınıfı ve emekçiler olarak, emperyalistlerin ve onların taşeronluğunu yapan saray rejiminin bölgede izlediği politikaların ardındaki gerçekleri görmeliyiz. “Fetih ruhu” adı altında yayılan milliyetçi propagandaya kanmamalıyız. Yağma ve talan politikalarına karşı çıkmalıyız. “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği” mücadelesini büyütmeliyiz.
Asgari ücret sürecinin gösterdikleri
İşçi hareketi parçalı ve dağınık tablosunu aşamadığı sürece bu mücadelenin esas alanı fabrikalar ve işletmeler olacaktır. Bu yüzden bir yandan sendikalara acil olarak harekete geçmeleri için basınç uygularken, öte yandan Ocak zamlarına hazırlanmak gereklidir. Aynı şey önümüzdeki günlerde başlayacak olan kamu işçilerinin toplu sözleşme süreci, devam eden petro-kimya sözleşmeleri ve sonbaharda başlayacak MESS toplu sözleşme süreci için de geçerlidir.
Demokrasi kavramı üzerine 5 / İşçi demokrasisi
İşçi demokrasisinin, burjuva demokrasisinden binlerce kat daha demokratik ve üstün olduğu gerçeği gerek Paris Komünü deneyimi gerekse 1917 Ekim Devrimi’yle somut olarak doğrulanmıştır.
Demokrasi kavramı üzerine 4 / Burjuva demokrasisi
Kapitalist düzende üretim araçlarıyla birlikte devlet de burjuvaziye aittir. Dolayısıyla bu düzende “eşitlik”, “özgürlük” ve “demokrasi” gibi kavramlar, üretim araçlarının özel mülkiyetinin burjuvaziye ait olduğu ve bununla birlikte siyasal iktidarın da ona ait olduğu gerçeğini gizlemeye yarar.
Demokrasi kavramı üzerine-3 / Sömürü, devlet ve demokrasi
İşçi sınıfının kendi mücadelesiyle elde ettiği oy hakkı, yasalar önünde eşitlik, biçimsel seçilme hakkı gibi kazanımlar da siyasal iktidarın gerçek niteliği konusunda yanılsamalara yol açtı. Burjuvazi önce zorla kabul etmek zorunda kaldığı bu hakları, sonrasında sömürü düzenini geniş kitlelere onaylatmanın aracına çevirdi. Bu da işçi sınıfı ve emekçilerin, üretim araçlarına sahip olan kapitalistlerin siyasal iktidarın da esas sahibi olduğu ve devlet denilen mekanizmanın onlara hizmet ettiği gerçeğini kavramasını zorlaştırdı.