32 yıl gösterime giremeyen film: Kara Kafa
Sömürü, baskı ve yoksulluk düzeni sürüyor. Bu koşulları değiştirmek ancak sınıf mücadelesiyle, işçi sınıfının örgütlenmesi ve harekete geçmesiyle mümkün olacaktır. Filmin yasaklandığı günden bugüne yaşananlar da bu gerçekliği kanıtlıyor.
Filmlerle halkı isyana teşvik edenlere…
Şerif Gören sadece çektiği filmler ile hatırlanmayacak. Toplumsal mücadelede bir aydın olarak tuttuğu yer ile, başta sinema emekçileri olmak üzere işçi sınıfı ve emekçilerin mücadelesine yaptığı katkılar ile de yaşayacak.
“Kelebekler zamanında” yalnızca bir kitap, bir film değil…
Mirabel Kardeşler’in gerçek hikayelerinden esinlenerek yazılan roman ve sinemaya uyarlanan “Kelebekler Zamanında” filmi dönüştürücü, sürükleyici bir film ve tarihsel anlatımıyla izlenilmesi gerekiyor.
“Dünyayı Sarsan On Gün”
“Devrim büyük bir alt-üst oluştur. Başı ile sonu çok farklıdır. Baştaki durum, devrimin sonunda tanınmaz hale gelir. Yepyeni bir durum doğar.” diyor yazar. Devrim mücadelesini farklı belgeler, tanıklar ve verilere dayandırarak iliklerimize kadar hissettiriyor. Şu açık gerçeği gözler önüne seriyor. Dünyada iki sınıf var: Burjuvazi ve proletarya.
Dario Fo: ‘Yüce Soytarı’
Türkiye’de de oyunları yasaklanan Dario Fo durumu “Bu benim için bir onur. İkinci kez Nobel almak gibi.” diyerek mücadeleden yılmayacağını ortaya koyar. 80’in üzerinde oyunu 30 farklı dile çevrilen yazarın işlediği konular bugün hâlâ toplumsal mücadeleye ve onun sorunlarına ışık tutmaya devam ediyor.
Tek renk kızıl!
Sabra Şatilla Katliamı’nın 42., Ulucanlar Katliamı’nın 25. yıldönümü vesilesiyle özgürlük ve eşitlik mücadelesinde kaybettiklerimizin anıları önünde bir kez daha saygı ile eğiliyoruz.
KÜLTÜR SANAT / Tüm Yazılar
KAPAK
Kavga asıl şimdi başlamalı!
İşçi sınıfı ile dalga geçen bu pervasızlığa hak ettiği yanıtı vermek boynumuzun borcu olmalıdır. İşyerlerinde, sokaklarda, meydanlarda “insanca yaşamaya yeten ücret” mücadelesini her koşulda ve her biçimde devam ettirmeliyiz. İşçi sınıfı ve kapitalistler arasındaki kavganın politik bir mücadele olduğunu unutmadan Ocak zamlarına toplu sözleşme süreçlerine bu bakışla hazırlanmalı ek zam talebini her zaman gündemde tutmalı sefalet zammı dayatmalarına üretimden gelen gücümüzü kullanarak yanıt vermeyi hedeflemeliyiz.
Yasaklar sökmez, grevler sürer!
Sürdürülen grevler hepimizin grevidir. Elde edilecek kazanımlar hepimizin kazanımı olacaktır. Yasaklanmaya çalışılan sadece dört fabrikadaki grevler değil, işçi sınıfının mücadelesidir. Teslim alınmaya çalışılan bizlerin iradesidir. Bu bilinçle hareket etmek ve grevlerle eylemli dayanışmayı yükseltmek ertelenemez sorumluluğumuzdur.
Türkiye’nin Suriye’de ne işi var?
İşçi sınıfı ve emekçiler olarak, emperyalistlerin ve onların taşeronluğunu yapan saray rejiminin bölgede izlediği politikaların ardındaki gerçekleri görmeliyiz. “Fetih ruhu” adı altında yayılan milliyetçi propagandaya kanmamalıyız. Yağma ve talan politikalarına karşı çıkmalıyız. “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği” mücadelesini büyütmeliyiz.
Asgari ücret sürecinin gösterdikleri
İşçi hareketi parçalı ve dağınık tablosunu aşamadığı sürece bu mücadelenin esas alanı fabrikalar ve işletmeler olacaktır. Bu yüzden bir yandan sendikalara acil olarak harekete geçmeleri için basınç uygularken, öte yandan Ocak zamlarına hazırlanmak gereklidir. Aynı şey önümüzdeki günlerde başlayacak olan kamu işçilerinin toplu sözleşme süreci, devam eden petro-kimya sözleşmeleri ve sonbaharda başlayacak MESS toplu sözleşme süreci için de geçerlidir.
Demokrasi kavramı üzerine 5 / İşçi demokrasisi
İşçi demokrasisinin, burjuva demokrasisinden binlerce kat daha demokratik ve üstün olduğu gerçeği gerek Paris Komünü deneyimi gerekse 1917 Ekim Devrimi’yle somut olarak doğrulanmıştır.
Demokrasi kavramı üzerine 4 / Burjuva demokrasisi
Kapitalist düzende üretim araçlarıyla birlikte devlet de burjuvaziye aittir. Dolayısıyla bu düzende “eşitlik”, “özgürlük” ve “demokrasi” gibi kavramlar, üretim araçlarının özel mülkiyetinin burjuvaziye ait olduğu ve bununla birlikte siyasal iktidarın da ona ait olduğu gerçeğini gizlemeye yarar.
Demokrasi kavramı üzerine-3 / Sömürü, devlet ve demokrasi
İşçi sınıfının kendi mücadelesiyle elde ettiği oy hakkı, yasalar önünde eşitlik, biçimsel seçilme hakkı gibi kazanımlar da siyasal iktidarın gerçek niteliği konusunda yanılsamalara yol açtı. Burjuvazi önce zorla kabul etmek zorunda kaldığı bu hakları, sonrasında sömürü düzenini geniş kitlelere onaylatmanın aracına çevirdi. Bu da işçi sınıfı ve emekçilerin, üretim araçlarına sahip olan kapitalistlerin siyasal iktidarın da esas sahibi olduğu ve devlet denilen mekanizmanın onlara hizmet ettiği gerçeğini kavramasını zorlaştırdı.