Cumartesi, Kasım 8, 2025

“Hakan Tosun’a ne oldu?”

Yaşamak için, insanca bir gelecek için bu düzen yıkılmalıdır. Hakan Tosun’un ve katledilen basın emekçilerinin hesabını sormanın da yolu budur!

Metal işçileri kavgaya hazırlanmalıdır!

Bugüne kadar işçi sınıfı ne hak kazandıysa mücadeleyle kazanmıştır, örgütlülükle kazanmıştır. Bizlere dayatılan köleliği kabul etmemek işçi sınıfının örgütlü bir güç olarak mücadele sahnesine çıkmasından geçer. Bunun için adım atmamız gerekir. Fabrikalarımızda inisiyatifi elimize alacak fabrika komiteleri şarttır.

Patronlar istiyor, devlet yasaklıyor!

. Kölece çalışmaya karşı haklı ve meşru talepleri için greve çıkan işçilerin karşısına “milli güvenlik” söylemiyle ve yasaklarla çıkmak ya da ısmarlama kararlarla işçi eylemini yasaklamak rutin bir uygulama durumundadır. Ekmek kavgası direnme hakkına sahip çıkarak verilmelidir. İşçi sınıfının kazanması ancak fiili meşru mücadele ile kapitalistler ve devlet işbirliği ile çekilen bu sınırı parçalamakla mümkündür.

İlginç insansın vesselam…

Zengin, daha çok Yahudi soykırımı sırasında Nazilerle iş birliği yapan Yahudi tüccarların diliyle konuşuyor. Ve onların o gün yaptığı gibi bir yandan katliama karşı ahkâm keserken diğer yandan perde arkasında katillerle iş tutuyor. Nasıl Yahudi sermayesi Nazizmin önünü açtıysa Zengin de Siyonistlerle askeri, diplomatik ve ticari ilişkilerini sürdürerek Filistin halkının yaşadığı katliama sessizce onay verenlerin safında yer alıyor.

Size boyun eğmektir “ihanet”

Ellerinden gelse mezarda bile emekli olmamıza izin vermeyecek, kapitalistler kârlarına kâr katsın diye orada da çalışmaya devam etmemizi isteyecekler. Bu ihanete geçit vermeyeceğiz!

İşçinin ne yaşadığı Arslan’ın umurunda değil!

Önemli olan şu, orta oyununun bu yeni perdesi açılırken işçi sınıfı ne diyecek? Biz, işçi sınıfını seyirci değil, taraf olmaya çağırıyoruz. Oynadıkları sahneyi bu vasat oyuncuların başına yıkmaya çağırıyoruz.

GÜNCEL / Tüm Yazılar

Babalar ve oğullar

Tek seçenek sosyalizm!

Zulüm ile abâd olunmaz!

Bu defa zam çarptı!

Yenileceksiniz!

“Daha ne olacak?”

Zorbalar kalmaz gider

Katil kim?

KAPAK

Yeni Ekimler ve sosyalizm için ileri!

“Bu nedenle, işçi sınıfı ve emekçilerin yalnızca kendi haklarını korumak için mücadele etmesi yeterli değildir. Bundan daha önemlisi, işçi sınıfının mücadelesini kendi siyasal örgütlenmesinin bayrağı altında vermesidir.”

DİSK’in tek sorunu taşınması değil!

Sonuç olarak DİSK Genel Merkezi’nin Ankara’ya taşınmasının ardından alevlenen tartışmaların DİSK’i içinden bulunduğu durumdan çıkarmak açısından bir anlamı bulunmamaktadır. Bu karara samimi bir biçimde ve sınıfsal kaygılarla tepki gösterenlerin yapması gereken, sadece bu sembolik kararı değil bütünlüğü içinde DİSK’in işbirlikçi-uzlaşmacı çizgisini sorgulamak olmalıdır.

İşten atmalar yasaklansın!

Çalışma hakkı ve iş güvencesi temel bir insan hakkıdır ve emek ile sermaye arasında dişe diş bir mücadelenin gündemidir. Kendi yarattıkları kriz koşullarında kârlarından üç kuruş azalma yaşanmaması için gündeme getirdikleri işten atma saldırıları hangi gerekçeyle olursa olsun kabul edilemez. Bu yüzden işçi sınıfı işten atma saldırılarına karşı fabrika fabrika direnmeli ve krizin faturasını işçi sınıfının üzerine yıkmanın araçlarından biri olan bu saldırıya karşı “işten atmaların yasaklanması” talebiyle ortak bir mücadele yürütmelidir.

Asgari ücrete mahkûm değiliz!

İnsanca yaşamaya yeten ücret ve yaşanabilir bir asgari ücret düzeyi için bulunduğumuz her yerde harekete geçmeliyiz. Fabrikalarımızda, işyerlerimizde sesimizi yükseltmeliyiz. Sendikaları eyleme geçmeye zorlamalıyız. Sokaklara çıkmadan, üretimden gelen gücümüzü kullanmadan, daha iyi ücret ve çalışma koşullarına ulaşamayacağımızı unutmamalıyız.

Demokrasi kavramı üzerine 5 / İşçi demokrasisi

İşçi demokrasisinin, burjuva demokrasisinden binlerce kat daha demokratik ve üstün olduğu gerçeği gerek Paris Komünü deneyimi gerekse 1917 Ekim Devrimi’yle somut olarak doğrulanmıştır.

Demokrasi kavramı üzerine 4 / Burjuva demokrasisi

Kapitalist düzende üretim araçlarıyla birlikte devlet de burjuvaziye aittir. Dolayısıyla bu düzende “eşitlik”, “özgürlük” ve “demokrasi” gibi kavramlar, üretim araçlarının özel mülkiyetinin burjuvaziye ait olduğu ve bununla birlikte siyasal iktidarın da ona ait olduğu gerçeğini gizlemeye yarar.

Demokrasi kavramı üzerine-3 / Sömürü, devlet ve demokrasi

İşçi sınıfının kendi mücadelesiyle elde ettiği oy hakkı, yasalar önünde eşitlik, biçimsel seçilme hakkı gibi kazanımlar da siyasal iktidarın gerçek niteliği konusunda yanılsamalara yol açtı. Burjuvazi önce zorla kabul etmek zorunda kaldığı bu hakları, sonrasında sömürü düzenini geniş kitlelere onaylatmanın aracına çevirdi. Bu da işçi sınıfı ve emekçilerin, üretim araçlarına sahip olan kapitalistlerin siyasal iktidarın da esas sahibi olduğu ve devlet denilen mekanizmanın onlara hizmet ettiği gerçeğini kavramasını zorlaştırdı.

16-31 Ekim 2025

SAYI 066