Perşembe, Nisan 24, 2025

Sömürü ve baskı düzenine karşı işçi ve emekçiler dünya çapında ayakta!

Emperyalist kapitalist düzenin krizi dünya ölçeğinde derinleşirken fatura işçi ve emekçilere kesiliyor. Sosyal yıkım politikaları dayatılıyor, siyasal gericilik tırmanıyor, baskılar artıyor. Bu kapsamlı saldırılara karşı işçi ve emekçiler sadece ekonomik ve sosyal talepleri için değil, siyasal talepleri için de alanlara çıkıyor, grevler örgütlüyor.

Erdoğan-Trump iş birliği halklara karşıdır!

“İşçi sınıfı ve emekçiler “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği!” şiarını yükselterek, emperyalist-siyonist saldırganlara hizmet eden politikalara karşı mücadele etmelidir. Bu, Türkiye işçi sınıfının bölge halklarına karşı yerine getirmesi gereken temel bir sorumluluktur.”

Suriye’yi IŞİD artıklarına teslim ettiler!

Yaşanan kıyımdan HTŞ kadar, başta AKP iktidarı olmak üzere bölgedeki işbirlikçi gerici rejimler, İsrail, ABD ve diğer batılı emperyalistler de sorumludurlar. Zira Suriye halklarının başına HTŞ gibi insanlık düşmanı çetelerden oluşan bir rejimi onlar bela ettiler.

Ukrayna emperyalist yağma ve talanın kıskacında

Ukrayna’da yaşananlar emperyalistlerin yağma ve talana dayalı siyasetinin sonuçlarını ve ikiyüzlü küstahlıklarını bir kez daha ortaya serdi. Sergilenen barbarlığa son vermek ise dünya halklarının mücadelesiyle mümkün.

Cihatçı Colani Erdoğan’ın sarayında

Colani’yi “kıymetli” kılan, ABD başta olmak üzere emperyalistlere, siyonist İsrail’e, Türkiye, Suudi Arabistan, Katar gibi devletlere olan olası hizmetleridir. Bugün emperyalist batı ile gerici bölge devletlerinin sergiledikleri ikiyüzlü tutum ve izledikleri politikaların gerisinde her birinin sefil çıkarları ve bölgeye ilişkin hesapları yatmaktadır. Bu uğurda Suriye halklarının başına IŞİD artığı cihatçı çeteler musallat edilmiş, bölge halkları her tür zulüm, aşağılanma ve sefaletle yüzyüze bırakılmıştır.

Trump: Emperyalistlerin maskesiz yüzü!

Emperyalist-kapitalist sistemin Trump ve onun gibilerle yola devam edeceği anlaşılıyor. Türkiye dahil birçok ülke şimdiden “Trump tipi” kişiler tarafından yönetiliyor. Böyle bir sistemin emekçilere krizler, yıkımlar, savaşlar vb. dışında sunabileceği hiçbir şey yoktur. Dolayısıyla işçi sınıfı başta olmak üzere tüm emekçilerin “başka bir alem” istemesi ve sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız “yeni bir alem”i kurmak için mücadele etmesi gerekiyor.

DÜNYA / Tüm Yazılar

Bangladeş’te halk isyanı

SYRIZA deneyimi…

Beş kıta, tek sınıf!

KAPAK

İşçi sınıfı direnişe, 1 Mayıs’a!

“Biz işçilerin mücadelesinin esas hedefi, bu baskı ve sömürü düzeninin temellerinden yıkılması ve yerine bir işçi-emekçi iktidarının kurulması olmalıdır. Bununla birlikte, 23 yıldır bizlere yoksulluk, açlık, düşük ücret, işsizlik, güvencesizlik, kısacası insanlık dışı çalışma ve yaşam koşulları dışında bir şey vermeyen, haklarımızı gasp edip grevlerimizi yasaklayan, bizleri sefalete sürükleyip sermaye sınıfını ihya eden bu iktidara gücümüzü göstermenin zamanı çoktan gelip geçmiştir.”

Tüpraş işçisi kazanırsa işçi sınıfı kazanacak!

Dönem “ne kadar mücadele o kadar kazanım” parolasının geçerli olduğu bir dönemdir. Süren halk hareketi, iktidarı zora düşüren gelişmeler Tüpraş işçisinin lehinedir. Eğer mücadele kararlılığı ortaya konulursa, her türlü barikat aşılır. Sonunda diz çöken Koç sermayesi olur. Bu da yalnızca Tüpraş işçisi için değil tüm işçi sınıfı için büyük bir kazanım olur.

Kurtuluş sokakta, sandıkta değil!

İşçi sınıfı ve emekçilerin fabrika, havza ve işyerlerinde sınıfın özgün talepleri ekseninde mücadeleye çekilmesi, bu mücadele ile süregiden direniş arasında bağ kurulması, hareketin içindeki ilerici potansiyeli düzen sınırlarının dışına taşımak ve sınıfsal bir eksene çekmek için hayatidir. 1 Mayıs’a giderken devrimci-ilerici işçiler ve güçler bu bilinçle davranmalı, 1 Mayıs alanında işçi sınıfı ile gençliğin militan öfkesini birleştirmek için seferber olmalıdır.

1 Mayıs’a giderken…

1 Mayıs’ı işçi sınıfının gerçek gücünü ortaya koyacağı birleşik, kitlesel ve militan mücadele süreci olarak örgütleyebilmek ilerici-devrimci güçlerle birlikte öncü işçilerin önünde önemli bir görev ve sorumluluk olarak durmaktadır.

Demokrasi kavramı üzerine 5 / İşçi demokrasisi

İşçi demokrasisinin, burjuva demokrasisinden binlerce kat daha demokratik ve üstün olduğu gerçeği gerek Paris Komünü deneyimi gerekse 1917 Ekim Devrimi’yle somut olarak doğrulanmıştır.

Demokrasi kavramı üzerine 4 / Burjuva demokrasisi

Kapitalist düzende üretim araçlarıyla birlikte devlet de burjuvaziye aittir. Dolayısıyla bu düzende “eşitlik”, “özgürlük” ve “demokrasi” gibi kavramlar, üretim araçlarının özel mülkiyetinin burjuvaziye ait olduğu ve bununla birlikte siyasal iktidarın da ona ait olduğu gerçeğini gizlemeye yarar.

Demokrasi kavramı üzerine-3 / Sömürü, devlet ve demokrasi

İşçi sınıfının kendi mücadelesiyle elde ettiği oy hakkı, yasalar önünde eşitlik, biçimsel seçilme hakkı gibi kazanımlar da siyasal iktidarın gerçek niteliği konusunda yanılsamalara yol açtı. Burjuvazi önce zorla kabul etmek zorunda kaldığı bu hakları, sonrasında sömürü düzenini geniş kitlelere onaylatmanın aracına çevirdi. Bu da işçi sınıfı ve emekçilerin, üretim araçlarına sahip olan kapitalistlerin siyasal iktidarın da esas sahibi olduğu ve devlet denilen mekanizmanın onlara hizmet ettiği gerçeğini kavramasını zorlaştırdı.

1-15 Nisan 2025

SAYI 053