Faşizmin hizmetine koşan kapitalistler, canları pahasına direnen işçiler…

Kapitalistler tüm onursuzlukları ile Nazi rejiminin hizmetine koşarken işçiler baskı ve zulüm koşullarının ortasında canları pahasına direnmenin yollarını aradılar. Onların hikayesi, insanlığın kurtuluşunun emeğin kurtuluşundan geçtiğini gösteren örneklerden sadece bir tanesi. Ve işçi sınıfının tarihi bilinen ve bilinmeyen sayısız benzer örnekle dolu…

Burjuvazi, insanlık tarihinin gördüğü en ikiyüzlü sınıf. İnsanlığa eşitlik, özgürlük ve kardeşlik vaat eden bu asalak sınıf kendi egemenliğini kurduğu günden bu yana sadece işçi sınıfının emeğini sömürmedi. Savaşların, katliamların ve büyük yıkımların da sorumlusu oldu. Hem bir sınıf olarak hem de o sınıfı oluşturan tek tek kapitalistler olarak…

İkinci Dünya Savaşı insanlık tarihinin gördüğü en büyük yıkımdı. Milyonlarca insanın canına mâl olan o savaşın en büyük sorumlularından biri Hitler ve Nazi Almanyası’ydı. Ona bu gücü veren, onun iktidarında milyonların canı pahasına servetlerine servet katanlar ise kapitalistlerden başkası değildi. Bugün dünya kapitalizminin önde gelen, tanınmış birçok aktörü o yıllarda Nazileri finanse etmekle kalmadı, toplama kamplarını da emek sömürüsünün en vahşi şekilde hayata geçirildiği alanlara çevirdi.

Nazilere verilen dolaysız desteğin en önemli temsilcilerinden biri günümüzün en büyük ilaç tekellerinden biri olan Bayer firmasıdır. Bayer, o yıllarda Nazilerin gaz odalarında kullandığı Zyklon B gazını üreten IG Farben’in ortağıdır. IG Farben, aynı zamanda “Ölüm Meleği” lakabı ile tanınan Mengele’nin deneylerine de ev sahipliği yapan şirkettir.

Dünya tekstil tekellerinden Hugo BOSS’un kurucusu, Nazi Partisi üyesi olan Ferdinand Hugo Boss ise Adolf Hitler’in 1933 yılında iktidarı ele geçirmesinin ardından 1945’in sonuna kadar Alman ordusunun üniformalarını imal eden bir diğer tanınmış kapitalisttir. 

BMW’den Volkswagen’e, Ford’dan Renault’a kadar birçok otomotiv tekeli ise Nazilere yardım etmenin ve Nazi rejimi adına silah ve askeri teçhizat üretmenin yanı sıra fabrikalarında on binlerce Yahudi esiri çalışmaya zorlaşmışlardı. Bu fabrikalarda on binlerce savaş esiri uzun çalışma saatleri ile en ağır koşullarda ve ölüm tehdidi ile çalıştırılmıştı.

Bu kapitalistlerden Renault’un kurucusu Louis Renault Fransa’nın Nazi işgalinden kurtulmasının ardından direnişçiler tarafından yakalandı ve gönderildiği hapishanede öldürüldü.

Alman teknoloji devi Siemens ise Naziler için toplama kamplarında Yahudi esirlerin topluca yakılacağı fırınları üretmişti. Nazi vahşetine suç ortaklığı yapılan bu fabrika Berlin’in Siemensstadt bölgesinde Ravensbrück Kadınlar Toplama Kampı yakınlarında bulunuyordu. Bu fabrika aynı zamanda o en ağır koşullarda faşizme ve savaşa karşı işçi sınıfının direnişinin yaşandığı sınırlı merkezlerden biriydi.

O yıllarda bu fabrikada çalışmaya zorlanan kadın işçilerden biri olan Polonyalı tutsak Haline Nelken, tuttuğu günlükte koşulları ve neden direndiklerini şöyle anlatıyordu: “Her sabah çalan sirenle uyanıyoruz; çalıştığım makine, bana yaşıyor olduğumu değil, yaşamak zorunda olduğumu hatırlatıyor.”

Metal işçisi Robert Uhrig ve arkadaşları ise Nazizmin tüm vahşeti ile hüküm sürdüğü bu yıllarda Komünist Parti kökenli bir yeraltı direniş ağı yarattılar. Bu direniş ağı ile Siemens’te ve diğer fabrikalarda işçi sınıfının savaşa karşı direnişini örgütlemeye çalıştılar. Bu girişimler sonucunda çeşitli pasif direniş biçimleri ile sabotaj girişimleri yaşandı. 1942-1943 yıllarında ise Siemens’te çoğunluğunu kadın işçilerin oluşturduğu küçük gruplar tarafından çalışma koşullarına karşı tepkiler açığa çıktı. Bu eylemler gıda tayınlarının yetersizliği, dinlenme haklarının ihlali ve zorla uzatılan fazla mesailer gibi sorunları gündeme taşıdı. Eylemler, ekonomik talepli eylemlerdi. Ama Nazizmin dünyayı kana buladığı bir dönemde Gestapo’nun bütün zorbalıklarına rağmen ortaya konan direniş iradesi ile aynı zamanda politik eylemlerdi. Gestapo ve Nazi rejimi de bu eylemleri tam olarak bu şekilde değerlendirdi. Uhrig’le birlikte yüzlerce direnişçi işçi bu eylemlerin ardından tutuklandı ve onlarcası idam edildi.

Kapitalistler tüm onursuzlukları ile Nazi rejiminin hizmetine koşarken işçiler baskı ve zulüm koşullarının ortasında canları pahasına direnmenin yollarını aradılar. Onların hikayesi, insanlığın kurtuluşunun emeğin kurtuluşundan geçtiğini gösteren örneklerden sadece bir tanesi. Ve işçi sınıfının tarihi bilinen ve bilinmeyen sayısız benzer örnekle dolu…