“Oldukça iyi ilerliyor”muşuz…

Onlar yollarına yalanlarla olduğu gibi devam edebileceklerini düşünüyor olabilirler. Öyle de düşünüyorlar zaten! Ama, işçi ve emekçiler bu yıkım karşısında, bu pervasızca saldırganlık karşısında ayağa kalkmadıkça, boyunlarına takılan zincirin daha da kalınlaştığının her geçen biraz daha fazla farkına varıyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ekonomiye dair iyi niyet temennilerini bu kez uzaktan iletmiş. Şimşek, baba ocağı sayılacak ülke olan İngiltere’de “İslami Finans Zirvesi” toplantısına katılarak bilinen tekerlemeleri yine peşi sıra dizmiş: Piyasalara güven verilmiş! Ekonomi şoklara dayanıklı hale getirilmiş! Merkez Bankası rezervleri artıyormuş! Geçen sene yüzde 71 olan enflasyon bu sene yüzde 35’e düşmüş! Enflasyonun 2027’de tek hanelere inmesi hedefleniyormuş! Oldukça iyi ilerliyormuşuz, lakin bu yıl yüzde 3,1’lik bir bütçe açığı hedefini belki tutturamayabilirmişiz, çünkü gelir performansı beklediği kadar güçlü olmamış! Ama bu çok büyük bir mesele değilmiş!

İslami Finans Zirvesi neden İngiltere’de toplanır? Bakan Şimşek, ikide bir çıkıp İngiliz finans simsarları karşısında kimi, neye ikna etmeye çalışır? Ya da bu İngiliz ekonomi memuru için “büyük mesele” nedir?

Elbette ki Şimşek, “sorun değil” diyecektir. Bir yandan faturayı işçi ve emekçilere yıkacak, öte yandan “çok iyi giden ekonomik tablo”ya, rağmen, sağdan soldan para dilenmeye devam edecektir. Ne diyecektir Şimşek? Yüksek faizle rantçıya ülkeyi açtık, çarkı böyle döndürdük, faiz giderleri yüzde 75,9 artı mı diyecektir?

Ancak öyle lafla peynir gemisi yürümüyor. Kasa aslında tam takır.

Artık işi pervasızlığa vardırarak, işçi ve emekçilerin canına okuma üzerine kurulu ekonomi programını toz pembe hayallerle süslüyorlar. Şu ana kadar hiçbir ekonomi hedefini tutturamayan, ayda bir çıkıp hedef güncellemesi yapan, ekonominin düze çıkacağı yılı sürekli bir sonrakine erteleyen, sürekli sabır telkin eden Saray erkânı, işçi ve emekçilerle dalga geçmeye devam ediyor.

Çalışma ve yaşam koşullarımızı dayanılmaz hale getiren bu tablo bizim için çok büyük meseledir ama.

Onlar yollarına yalanlarla olduğu gibi devam edebileceklerini düşünüyor olabilirler. Öyle de düşünüyorlar zaten! Ama, işçi ve emekçiler bu yıkım karşısında, bu pervasızca saldırganlık karşısında ayağa kalkmadıkça, boyunlarına takılan zincirin daha da kalınlaştığının her geçen biraz daha fazla farkına varıyor.