“CHP’li belediyelere dönük gerçekleşen operasyonlarda amaç belli. Yaşadığı çok yönlü kriz nedeniyle iyice gerileyen, seçmen desteği de gün geçtikçe zayıflayan saray rejimi kendi bekası için yeni bir baskı rejimi inşa etmeye çalışıyor. Bunu yaparken de önündeki engelleri temizlemeye çalışıyor.“
Birbirinden farkı olmayan burjuva partilerin denetimindeki yerel yönetimlerin yapısında rantın, hırsızlığın ve yolsuzlukların olduğu bilinen bir gerçek. Ancak son süreçte CHP’li belediyelere dönük operasyonlar “yolsuzluk” iddiasıyla yapılsa bile asıl nedeninin yolsuzluk olmadığı herkes tarafından biliniyor. Belediyelere dönük operasyonla eş zamanlı olarak E. İmamoğlu’nun diplomasının iptali, CHP kurultayının iptaline dönük girişimler, CHP yöneticilerine yönelik soruşturmalar vb. bunların hepsi yaşananların AKP iktidarı eliyle yürütülen siyasi bir operasyon olduğunu gösteriyor.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından 19 Mart’ta başlayan, asıl olarak AKP iktidarının baskı ve zorbalığına karşı biriken öfkenin dışa vurumu olarak gerçekleşen kitle hareketinin geri çekilmesinin ardından CHP’li belediyelere dönük operasyonlar yeniden hız kazandı. Gelinen aşamada 17 CHP’li belediyeye yapılan operasyonda 17 belediye başkanı, onlarca belediye bürokratı tutuklandı, 1 belediye başkanı ise ev hapsinde…
Tüm ülkenin gözleri önünce cereyan eden operasyonlarda ilk önce Erdoğan hedef gösteriyor. Ardından iktidarın güdümündeki yargı ve kolluk jet hızıyla harekete geçiyor, itirafçılar-belediyeye iş yapan yükleniciler vs. ile tutuklama gerekçeleri oluşturuluyor. Bu mizansen toplumsal muhalefete dönük tek adam rejiminin saldırılarında olağan hali gelmiş durumda.
CHP’li belediyelere dönük gerçekleşen operasyonlarda amaç belli. Yaşadığı çok yönlü kriz nedeniyle iyice gerileyen, seçmen desteği de gün geçtikçe zayıflayan saray rejimi kendi bekası için yeni bir baskı rejimi inşa etmeye çalışıyor. Bunu yaparken de önündeki engelleri temizlemeye çalışıyor. Engellerin başında gelen, halihazırda burjuva düzen muhalefetinin temsilcisi olan CHP’yi “itibarsızlaştırarak” ezmeyi ya da denetimi altına almayı hedefliyor. Öte yandan 2024 yerel seçimlerinde kaybettiği, “rantı” yüksek belediye yönetimlerini bu yolla tekrar ele geçirmeye çalışıyor.
Elbette ki işçi sınıfı CHP ya da başka bir düzen partisine kefil olamaz. Hele ki belediyelerin partiler için arpalık olarak kullanıldığı gerçeği orta yerde dururken. Ama gerçekleşen operasyonların siyasi amaç taşıdığı, AKP in yalnız düzen muhalefetini değil, kayıtsız şartsız kendisine biat etmeyen herkesi hedeflediği düşünüldüğünde kurulmaya çalışılan baskı rejimine ve onun demokratik haklara dönük saldırılarına karşı mücadele etmek üzerinden atlanamayacak bir sorumluluktur.