Emperyalizm sömürü ve katliamlarıyla dünyada kol gezmeye devam ediyor. Ortadoğu kan gölüne çevrilirken, Latin Amerika ülkelerinde faşist baskı ve ambargolar hüküm sürüyor. Bu baskı ve sömürü düzenine karşı özgürlük ve insanca bir yaşam mücadelesi verenlerin dillerinde de Viktor Jara’nın Venseromos’u/Biz Kazanacağız’ı söylenmeye devam ediyor. Viktor Jara ve daha nice devrimci katledilmiş olsa da, mücadelenin vazgeçilmez besteleri olan türküleri ve marşları ile işçi ve emekçilerin dillerinde yaşamaya devam edecekler.
“Fırtına yırtıyor sessizliği
Ufuktan bir güneş doğuyor
Gecekondulardan geliyor halk
Tüm şehir şarkılar söylüyor…”
Şilili devrimci sanatçı Victor Jara, Pinochet dikatörlüğüne karşı besteledi bu şiiri. Çocukluğundan beri yanından ayırmadığı gitarıyla işçilerin, emekçilerin ve ezilen halkların direniş ezgilerini besteledi, söyledi. Bestesi sadece Şili’de değil tüm dünyada sömürü düzenine ve gerici iktidarlara karşı dilden dile dolaşan bir direniş marşına dönüştü.
Viktor Jara 1932 yılında Santiago’nun bir köyünde yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Basit bir kâhya olan babası çok alkol tükettiğinden, annesine şiddet uyguluyordu. Babasının evi terk etmesi ile birlikte ailenin bütün sorumluluğunu üstlenen annesi, aynı zamanda şarkı söylemekte ve gitar çalmaktaydı. Jara’ya da gitarı ve Şili folk müziğini öğretti. Jara annesinin ölümünün ardından üniversite eğitimini yarım bıraktı. İki yıl kilise eğitimi aldı. Tiyatro ve halk müziğine olan ilgisi artmış, yaşam koşullarını ve sistemi sorgulamaya başlamıştı. Kilise eğitimini de bırakan Jara, Şili Üniversitesi’nde Tiyatro Okulu’na giderek, orada başarılı bir şekilde oyunlar yönetmeye başladı. Bir yandan da üniversitenin koro çalışmalarına katılıyordu.
Jara devrimci sanatçılarla birlikte yeni bir akımın temsilciliğini yaptı. Bu akım emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı mücadeleyi sanat diliyle anlatıyordu. “Devrimci şarkı, devrimci güçtür. Bütün üçüncü dünya ülkelerinde sözü geçen güçlü silahtır…” sözleriyle özetliyordu sanat anlayışını. Yoksul işçi ve köylülere emeğin, alınterinin ve özgürlüğün değerini anlatıyordu.
ABD emperyalizminin kanlı eli 1973 yılında Şili’ye de uzandı. Şili halkının mücadelesi gün geçtikçe büyüdü. Halkın büyük bir çoğunluğu Salvador Allende’nin seçimlerden başarıyla çıkmasını sağladı. Halk ABD’nin dayattığı politikalara ve ambargoya “dur” demek istiyordu. Allende hükümeti de ABD’nin dayatmalarını reddediyordu.
Tarih 11 Eylül 1973’e geldiğinde, ABD emperyalizmi 17 yıl sürecek ve sayısız katliama imza atacak faşist bir iktidarın yolunu düzledi. CIA ile birlikte faşist General Augusto Pinochet Şili’de kanlı bir darbe gerçekleştirdi. Allende başta olmak üzere solcular, devrimciler ve Pinochet’e karşı olanlar işkenceye maruz kaldı veya katledildi.
Viktor Jara da Allende’nin partisini destekleyenlerdendi. Jara, diğer şarkıcılarla birlikte Salvador Allende ve sol partilerin birleştiği bir hareket olan “Unidad Popular/Halkın Birliği” yararına birçok konser verdi. Darbenin hemen ardından beş bin kişi ile birlikte Jara da gözaltına alınarak, daha sonra kendi isminin verileceği Şili Ulusal Stadyumu’na getirildi. Burada insanlara işkence yapıldı. Viktor Jara, ölmeden önce son bestesini orada yaptı:
“Beş bin kişiyiz burada
Bu ufacık yerinde kentin.
Beş bin kişiyiz.
Kim bilir daha kaç kişiyiz kentlerde ve ülkede?
Burada yapayalnız on bin el,
Tohum eken ve fabrikaları çalıştıran.”
Gitarını susturamayan cellatlar önce Jara’nın gitarını parçaladılar, ardından parmaklarını… En son ellerini keserek ibret olsun diye stadyumun tellerine astılar. Jara konuşamaz hale gelse de beş bin kişiyle birlikte stadyumda son şarkısını söylemeyi başardı. Diktatörlüğe karşı beş bin kişi tek ses, tek yürek olmuş, Venseremos’u söylüyordu.
“Venseremos, venseremos
Kıralım zincirlerimizi
Venseremos, venseremos
Zulme ve yoksulluğa paydos”
Emperyalizm sömürü ve katliamlarıyla dünyada kol gezmeye devam ediyor. Ortadoğu kan gölüne çevrilirken, Latin Amerika ülkelerinde faşist baskı ve ambargolar hüküm sürüyor. Bu baskı ve sömürü düzenine karşı özgürlük ve insanca bir yaşam mücadelesi verenlerin dillerinde de Viktor Jara’nın Venseromos’u/Biz Kazanacağız’ı söylenmeye devam ediyor. Viktor Jara ve daha nice devrimci katledilmiş olsa da, mücadelenin vazgeçilmez besteleri olan türküleri ve marşları ile işçi ve emekçilerin dillerinde yaşamaya devam edecekler.