Tüm işçiler için iş güvencesi!

İşçi sınıfı ve emekçiler olarak ekonomik krizin faturasını ödemeyi reddetmeli ve “İşten atmalar yasaklansın, tüm işçiler için iş güvencesi sağlansın!” talebimiz için de mücadeleyi yükseltmeliyiz.

Ekonomik kriz gün geçtikçe derinleşirken, krizin faturası sermaye iktidarı tarafından işçi ve emekçilerin omuzlarına yıkılıyor. Bir yandan ücretler eriyor, çalışma koşulları ağırlaşıyor, öte yandan işsizlik artıyor.

TÜİK’in ağustos sonunda yayınladığı verilerine göre dar tanımlı işsizlik oranı bir önceki çeyreğe kıyasla 0,3 oranında artarak yüzde 8,6’ya, geniş tanımlı işsizlik oranı ise (âtıl işgücü) ise yüzde 29,6’a yükselmiş durumda. Geniş tanımlı işsiz sayısı ise 13 milyon 383 bin olarak hesaplandı. Bu artış özellikle genç ve kadın işsizliğinde çok daha belirgin olarak yaşandı.

Bu dönemde istihdam edilenlerin sayısı 41 bin kişi azalarak 32 milyon 435 bin olurken istihdam oranı ise 0,2 puan azalışla yüzde 49 olarak belirlendi.

Hal böyle iken AKP iktidarı bir yandan mevcut işsizliği gizlemeye, öte yandan ise yaptığı her açıklamada iyimser bir tablo çizmeye devam ediyor.

Geçtiğimiz günlerde 2026-2028 yıllarını kapsayan “ekonominin yol haritası” olarak tanımlanan Orta Vadeli Program’ın (OVP) tanıtım toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz “ekonominin iyiye gittiği” yalanlarına sarılırken işsizliği gizlemeye çalıştı ve iş aramayanların işsiz olmadığını iddia edebildi. Oysaki “dar tanımlı” işsizlikte bile artış yaşanırken geniş tanımlı işsizlikte (zamana bağlı eksik istihdam, ümitsiz işsizler, iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar, iş arayan ancak hemen çalışmaya başlamayacak olanlar) artış ise tavan yapmış durumda.

Yılmaz, elbette bu yalanları süslü sözlerle açıkladığı OVP hedefleriyle birleştirdi. OVP’ye göre 2025 işsizlik oranı hedefi yüzde 8,5, 2027 için yüzde 8,2, 2008 için ise yüzde 7,8 olarak açıklandı. 

İçinden geçtiğimiz süreçte ekonomik kriz derinleşirken, kapitalistler bir yandan “daralma” gerekçesiyle işçi kıyımına başvuruyor, öte yandan aynı işi daha az sayıda işçiyle koşulları ağırlaştırarak yaptırıyor.

İşsizlik sorunu, kapitalizmin doğasında vardır, onun ayrılmaz bir yol arkadaşıdır. İşsizler ordusu sermaye sınıfı tarafından çalışanlar üzerinde bir “tehdit unsuru” olarak kullanılır. Böylece düşük ücretleri ve güvencesiz çalışmayı meşrulaştırmanın bir aracına dönüşür. Kapitalizm işsizlik sorununu çözemediği gibi ekonomik kriz dönemlerinde bu sorun daha da derinleşir.

İşçi sınıfı ve emekçiler olarak ekonomik krizin faturasını ödemeyi reddetmeli ve “İşten atmalar yasaklansın, tüm işçiler için iş güvencesi sağlansın!” talebimiz için de mücadeleyi yükseltmeliyiz.