Bu kirli ilişkilerin ve yöntemlerin önemli isimlerinden biri olan Şakacı istediği mafya lideri ile pozlar verebilir, istediği bataklıkta boğulabilir elbette. Ama bu çete artıklarının yapamayacakları bir şey varsa o da işçi sınıfı adına konuşmaktır.
Birkaç ay öncesinde TBMM’de Devlet Bahçeli’yi ziyaret etmesi ve elini öpmesi ile gündem olan DİSK’e bağlık Lastik-İş Sendikası’nın Örgütlenme Daire Başkanı Alperen Şakacı bu kez kirli ilişkiler ağının bir başka karesi ile gündeme geldi. Bu sefer Şakacı’nın aynı fotoğraf karesine girdiği kişi ise faşist mafya lideri Kürşad Yılmaz oldu.
Yılmaz’ın birkaç hafta öncesinde AKP-MHP arasındaki gerilim nedeniyle Devlet Bahçeli’nin talimatıyla yurt dışına kaçtığı iddia ediliyordu. Anlaşılıyor ki, Şakacı, Kürşad reisini yaşadığı zor günlerde yalnız bırakmak istememiş.
Fotoğrafı ve haberleri görenler bir sendika yöneticisinin, hele hele DİSK gibi “solcu” bir sendikanın yöneticisinin faşist bir mafya bozuntusu ile ne işi olabileceğini sormuş olabilirler belki. Ne var ki, DİSK’in yöneticilerinin üzerinde tepinmeyi çok sevdikleri mirasla uzaktan yakından bir alakaları olmadığı gibi, Lastik-İş’in de DİSK’in kuruluş sürecinin mücadeleci değerleri ile en ufak bir ilişkisi bulunmuyor. Lastik-İş Sendikası uzun yıllardır faşist bir çete tarafından işgal edilmiş durumda. Ve bu çete yıllardır lastik işçilerini Ülkü Ocakları’nda öğrendikleri yöntemlerle sindirmeyi iş ediniyor. Sendikanın bir önceki Genel Başkanı Abdullah Karacan, tam da böyle bir olay sırasında, çembere alıp darp ettikleri bir işçiye silahını kaptırarak kendi silahından çıkan kurşunlarla ölmüştü hatta…
Bu kirli ilişkilerin ve yöntemlerin önemli isimlerinden biri olan Şakacı istediği mafya lideri ile pozlar verebilir, istediği bataklıkta boğulabilir elbette. Ama bu çete artıklarının yapamayacakları bir şey varsa o da işçi sınıfı adına konuşmaktır. Rıza Kuas gibi gerektiğinde namluyu patronlara dayamaktan çekinmeyen işçi önderlerinin kurucusu olduğu bir sendikada işçi sınıfı adına ahkâm kesmek bu mafya bozuntularına bol gelir. O yüzden Şakacı, Kürşad Yılmaz’la ilişkisini soran gazetecilere iddia ettiği gibi “işçi sınıfı için mücadele eden bir delikanlı” değil, bir bataklık sineğidir. Delege hesaplarıyla, koltuk pazarlıklarıyla Şakacı gibilerine işçi sınıfı adına göz yumanlarsa onların suç ortaklarıdır.
