Çifte sömürüye “dur” diyelim!

“Bilimin, teknolojinin, maddi imkânların muazzam derecede büyüdüğü günümüz koşullarında ev işlerinin, çocuk, hasta, yaşlı ve engelli bakımının kadınların sorumluluğu olarak görülmesinin sebebi kapitalist düzendir. Kapitalizm ataerkil anlayışı koruyarak kadının ikincil konumda görülmesinden faydalanmaktadır.”

Kötü çalışma koşulları, baskı, mobbing, düşük ücretler işçi ve emekçi kadınların karşı karşıya kaldıkları sorunların başında geliyor. Bunlara ev işleri, çocuk, hasta, engelli ve yaşlı bakımı gibi ev içi yükler de eklenince, kadınların yaşam şartları iyice zorlaşıyor. Hem işte hem de evde çalışmak, kadınların karşı karşıya kaldığı sömürüyü perçinliyor. İş yaşamı ve ev işleri arasına sıkışan kadınlar, sosyal-kültürel yaşama katılabilmek için ne zaman ne de maddi imkân bulabiliyorlar.

DİSK-AR’ın “Türkiye İşçi Sınıfının Görünümü 2021” araştırması, ev içi işleri kadınların sorumluluğu olarak gören ataerkil bakış açısının devam ettiğini göstermektedir. Araştırmaya göre “Çocuk, yaşlı ve hasta bakımı gibi sorumluluklar kadınlar tarafından üstlenilmelidir” tanımlamasına kadınların yüzde 65,5’i “yanlış” cevabını verirken, bu oran erkeklerde yüzde 46’ya düşmektedir. Ev işleri ve bakıma kadınların yüzde 48’i 1-3 saat, yüzde 24’ü ise 3-6 saat zaman harcadığını söylemektedir. Erkeklerin ise yüzde 35’i 1-3 saat, yüzde 29’u ise “ev ve bakım işlerine zaman ayırmıyorum” demektedir.

Kadınların ev içi sorumlulukları, çalışamamalarının ya da işten ayrılmak zorunda kalmalarının en önemli sebepleri arasındadır. DİSK-AR araştırmasına göre kadınlar için hamilelik en öncelikli işten ayrılma sebebidir. Çocuk bakımı, evlilik, hasta bakımı, yaşlı bakımı da diğer sebepler olarak öne çıkmaktadır. TÜİK İş gücü İstatistikleri Nisan 2025 sonuçlarına göre, işsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,1 iken kadınlarda yüzde 11,5’tir.

Kadınlar bir şekilde çalışma yaşamına dahil olabildiklerinde ise “yedek iş gücü” olarak görülmektedir. Kadınların mesleki anlamda kendilerini geliştirmeleri, terfi vb. almaları erkeklere göre daha zordur. Ayrıca yapılan araştırmalar hem Türkiye’de hem de dünyada kadınların ortalama çalışma saatlerinin erkeklerin ortalama çalışma saatlerine göre daha düşük olduğunu göstermektedir. Kadınlar genellikle ev içi sorumlulukları sebebiyle daha kısa çalışabilecekleri işleri tercih etmek durumunda kalmaktadırlar. Erkekler ise ailenin giderlerini karşılamada asli sorumlu olarak görülmeye devam ettiği için, uzun saatler çalışıp fazla mesai yaparak daha fazla gelir elde etmeye çalışmaktadırlar.

Bilimin, teknolojinin, maddi imkânların muazzam derecede büyüdüğü günümüz koşullarında ev işlerinin, çocuk, hasta, yaşlı ve engelli bakımının kadınların sorumluluğu olarak görülmesinin sebebi kapitalist düzendir. Kapitalizm ataerkil anlayışı koruyarak kadının ikincil konumda görülmesinden faydalanmaktadır.

Çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımı gibi işlerin kadınlar aracılığıyla ücretsiz ya da engelli bakım aylığı gibi harçlık bile kabul edilemeyecek ücretlerle çözülmesi sermayenin işine gelmektedir. Diğer yandan sadece parası olanın faydalanabildiği ücretli kreşler, huzurevleri, bakımevleri sermayenin kâr elde ettiği devasa bir pazar alanına dönüşmüş durumdadır. İşçi ve emekçilerin ücretsiz ya da uygun fiyatlara yararlanabileceği aşevi, çamaşır ve ütü gibi işlerin halledilebileceği kurumsallaşmalar ise gündeme dahi gelmemektedir. Ev içi yüklerin toplumsal kurumsallaşmalar yoluyla çözülmesinin yerine, sürekli kadınların asli görevinin “annelik” olduğu vurgulanmakta, kadınların aile içi sorumluluğu ön plana çıkartılmaktadır.

Kadınların üzerindeki bu çifte sömürünün son bulması, kapitalist sömürü düzeninin son bulmasından ve ataerkil anlayışın yıkılmasından geçmektedir.