Gazze’de açlık ablukasında insanlık ölüyor!

Emperyalist-Siyonist barbarlık insanlığın gözleri önünde bir halkı yok etmeye çalışıyor. Bu vahşetin suç ortakları sadece İsrail ve onun hamisi ABD değil, onlarla iş birliği yapan, ikiyüzlü açıklamalarla gerçeği perdeleyen tüm iktidarlardır. Türkiye’deki saray rejimi de bu suçun ortağıdır!

Gazze’de insanlık açlıktan ölüyor. Siyonist İsrail’in büyük bir kırıma evrilen gözü dönmüş saldırıları, Gazze’de açlık ve susuzluk ablukasıyla devam ediyor. On yıllardır Filistin halkına dayatılan zulüm, katliam ve işgale, bugün bombaların yetmediği yerde açlıkla “yok etme” vahşeti eklenmiş bulunuyor.

Siyonist İsrail emperyalistlerin ve işbirlikçi devletlerin aktif desteği ile 7 Ekim 2023’ten bu yana hiçbir kural tanımadan soykırım gerçekleştiriyor. Yıllardır adım adım hayata geçirdiği işgal ve katliamlarıyla Filistin halkı Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ne sıkıştırılmış, Gazze adeta açık hava cezaevine çevrilmişti. İsrail barbarlığının son aylarda gerçekleştirdiği saldırılarla Gazze’nin büyük bir bölümü harabeye döndü, on binlerce Filistinli katledildi, yüz binlercesi yaralandı. Hastaneler, okullar İsrail savaş makinasının hedefi oldu. 2.3 milyon insanın yaşadığı Gazze’de insanlar yerlerinden sürüldü. Yüz binlerce insan çadırlarda, derme çatma barakalarda yaşam mücadelesi veriyor. Ambargo nedeniyle yeterli ilaç yok, tıbbi malzeme, hijyen ürünü yok. Hastaneler yıkılmış durumda. Kendi ülkelerinde mülteci haline getirilen Filistinliler bir yandan açlık ve susuzlukla, diğer yandan İsrail’in yardım noktalarını hedef alan saldırılarıyla karşı karşıyalar. Şu ana kadar 103’ü çocuk olmak üzere 227 kişinin açlıktan yaşamını yitirdiği açıklandı. Hemen her gün açlıktan bitkin düşmüş çocukların fotoğrafları tüm dünyaya yayılıyor. Kurşunla, füzeyle, açlık-susuzlukla ve salgın hastalıkla bir halk yok edilmek isteniyor.

Filistin’de insanlık katlediliyor! Bu gözü dönmüş saldırganlık başta ABD olmaz üzere emperyalist batı dünyasının açık desteğiyle gerçekleşiyor. Kimi ülkeler suskunlukla konuyu geçiştirirken, kimi uluslararası kuruluşlar “konuya dikkat çekmek”le yetiniyor. Türkiye gibi işbirlikçi ülkeler ise, bir yandan katliamları istismar konusu haline getirirken, diğer yandan İsrail ile her türlü anlaşma ve ticareti sürdürerek tam bir ikiyüzlü politika izliyor.

Dünyanın birçok yerinde insanlar Filistin için sokaklara çıkıyor, “vahşeti durdurun” çağrıları yapıyor, emperyalist-Siyonist barbarlığa karşı tutum alıyor. Henüz yeterli tepki ortaya konulamasa da, İsrail’e yük taşıyan gemiler işçiler tarafından yüklenmiyor. İsrail’e destek anlamı taşıyan her adım tepkiyle karşılanıyor. Türkiye’de ise saray iktidarının ikiyüzlü açıklamalarına paralel olarak ticari ilişkiler kesintisiz sürdürülüyor. Limanlar İsrail’e lojistik destek sağlayan gemilere sınırsızca açılıyor. Türk şirketlerinin sürdürdüğü ticaret ortada iken, işçi ve emekçilerden güçlü bir tepki ve karşı koyuş örgütlenemiyor.

Emperyalist-Siyonist barbarlık insanlığın gözleri önünde bir halkı yok etmeye çalışıyor. Bu vahşetin suç ortakları sadece İsrail ve onun hamisi ABD değil, onlarla iş birliği yapan, ikiyüzlü açıklamalarla gerçeği perdeleyen tüm iktidarlardır. Türkiye’deki saray rejimi de bu suçun ortağıdır!

Filistin için artık temenni dolu açıklamaların zamanı çoktan geçmiştir. Filistin halkı ölümle yaşam arasında sıkıştırılmıştır. Aç, susuz ve bombaların hedefindedir.

Türkiye’de işçiler ve emekçiler ah-vah etmeyi bırakmalı, Filistin halkı ile dayanışmak için eyleme geçmelidir. İsrail’le tüm ticari ilişkilerin kesilmesi ve askeri, ekonomik, diplomatik her türlü anlaşmanın derhal sonlandırılması talebi yükseltilmelidir.

Gazze’de insanlık ölüyor, sorumluluk hepimizin omuzlarında duruyor.