DIGEL Tekstil işçilerinin kadın işçilere çağrısı:
DIGEL Tekstil işçileri 200 günü aşkındır daha iyi çalışma koşulları ve sendikal hakları için direniyorlar. Süregelen direniş, DIGEL Tekstil’deki çalışma koşullarını olduğu gibi, özel olarak kadın işçilerin maruz kaldığı baskı, mobbing ve taciz olaylarının da kamuoyuna yansımasına imkân verdi. DIGEL işçisi kadınlar hangi koşullarda çalışıyor ve ne tür baskı, mobbing ve taciz olaylarıyla karşı karşıya kalıyorlar?
Bizler DIGEL Tekstil direnişçileri olarak 223 gündür kararlılıkla direniyoruz. Bu direniş, emeğimiz ve insanca yaşanacak çalışma koşullarının sağlanabilmesi için verdiğimiz bir mücadeledir.
Yaklaşık 400 işçinin çalıştığı DIGEL Tekstil fabrikasının yüzde 85’ini kadın emekçiler oluşturuyor. Yıllardır tuvalet yasağına maruz kalıyoruz. Tuvaletler çalışan kapasitesini karşılayamıyor ve yeterli hijyenik ortam sağlanmıyor.
Sıcak havalarda soğuk su içme hakkımız elimizden alındı. Havalandırma yetersiz, klimalar çalıştırılmadı. Yemeklerin sağlıksız ve kötü olduğunu defalarca bildirmemize rağmen, İnsan Kaynakları’ndan şu yanıtları aldık: “Beğenmiyorlarsa yemesinler, evden getirsinler”, “Terliyorlarsa terlesinler, ne yapalım”!
Yönetimden hiçbir muhatap bulamadığımız için tüm işçiler olarak sendikalı olmaya karar verdik ve TEKSİF Sendikası’na üye olduk. Çoğunluğu kadınlardan oluşan DIGEL Tekstil’de kadın işçilere yönelik baskı ve mobbing sistematik bir hale geldi. Kadın işçilerden ultrason raporu istenmesi, hamilelik haklarının kısıtlanmaya çalışılması, özel günlerinde bile tuvalet baskısıyla karşı karşıya bırakılmaları artık katlanılamaz bir noktaya ulaştı.
Tüm ayrıntılar, sizlere sunduğumuz Kadın Raporu dosyasında yer alıyor.
Bu baskı, mobbing ve taciz olaylarını yakın zamanda düzenlediğiniz bir basın açıklamasıyla kamuoyuna sundunuz. Ardından da 60’a yakın kurumun katılımıyla bir toplantı gerçekleştirildi ve önümüzdeki dönem için bir yol haritası çıkarılmaya çalışıldı. Bu girişimlerden ne tür sonuçlar ortaya çıktı? Önümüzdeki dönemde neler yapmayı düşünüyorsunuz?
14 Ağustos’ta sendikamızın öncülüğünde yaptığımız toplantıya yaklaşık 60 kurum ve kuruluş katıldı. Bugüne kadar içeride yaşanan sistematik baskı, taciz ve mobbing dosyalanarak toplantıda sunuldu. Daha sonra yeniden bir araya gelinerek bu baskılara karşı ortak bir duruş sergileme konusunda fikir alışverişi yapıldı.
Bu görüşmelerin ardından şu kararlar alındı:
– Açılacak davaları başta kadın örgütleri olmak üzere tüm emek örgütlerinin sahiplenmesi ve kamuoyu oluşturulması.
– DIGEL Tekstil işçilerinin sendikal haklarını kullanmaları ve bu hakları korumak için direnen işçilerle dayanışma içinde olunması.
– Şirketin yurtdışındaki mağazalarına, fabrikalarına ve müşterilerine burada yaşanan baskıların aktarılması ve dayanışmanın geliştirilmesi.
– DIGEL Tekstil direnişiyle dayanışmak için Serbest Bölge önünde kitlesel bir basın açıklaması yapılması.
– Aynı iş kolundaki farklı fabrikaların işçileriyle buluşarak ortak sorunlar üzerine birliktelik oluşturulması.
DIGEL’de yaşananları bütün tekstil işçisi kadınlar yaşıyor. Tekstil işçisi kadınlar yaşadıkları bu sorunlara karşı nasıl mücadele etmeli?
DIGEL’de yaşananlar sadece bize özgü değil, bütün tekstil işçisi kadınların ortak gerçeği. Tuvalet yasaklarını, mobbingi, tacizi, düşük ücretleri, sağlıksız koşulları hepimiz yaşıyoruz. Bu sorunlara karşı en etkili mücadele yolu örgütlenmek. Kadın işçiler bir araya gelip sendikalaştıkça, yan yana geldikçe, dayanışma büyüdükçe patronların baskılarını kırabiliriz. Biz DIGEL Tekstil’de bu yola çıktık. Bütün kadın işçilere çağrımız şudur: Korkmadan yan yana duralım ve sesimizi yükseltelim!