Cihatçı Colani Erdoğan’ın sarayında

Colani’yi “kıymetli” kılan, ABD başta olmak üzere emperyalistlere, siyonist İsrail’e, Türkiye, Suudi Arabistan, Katar gibi devletlere olan olası hizmetleridir. Bugün emperyalist batı ile gerici bölge devletlerinin sergiledikleri ikiyüzlü tutum ve izledikleri politikaların gerisinde her birinin sefil çıkarları ve bölgeye ilişkin hesapları yatmaktadır. Bu uğurda Suriye halklarının başına IŞİD artığı cihatçı çeteler musallat edilmiş, bölge halkları her tür zulüm, aşağılanma ve sefaletle yüzyüze bırakılmıştır.

20 yılı aşkın süreden beri IŞİD, El Nusra, El Kaide gibi cihatçı terör örgütlerinin yöneticilerinden biri olan Muhammed el Colani, geçtiğimiz günlerde Tayyip Erdoğan’ın sarayında ağırlandı. Bu eli kanlı terörist artık Ahmed el Şara ismini kullanıyor. Takım elbise giyiyor, kravat takıyor. Oysa kendisi okul, pazar yeri, cami gibi yerlere yönelik intihar saldırılarını planlayanlardan biri olarak tanınıyor. Pek çok katliama ise bizzat katıldığı biliniyor.

HTŞ, Birleşmiş Milletler kararıyla terör örgütleri listesine alınmış, ABD de Colani’nin başına on milyon dolar ödül koymuştu. Colani, doğrudan veya dolaylı olarak bin 500 kişinin öldürülmesinden sorumlu tutuluyordu.

Colani’nin IŞİD’le yolları ayrılsa da zihniyeti değişmemiştir. IŞİD, HTŞ gibi örgütlere göre, kendileri gibi düşünmeyenlerin “katli vacip”tir. Buna dayanarak dinsel ve mezhepsel kimliğinden dolayı ayrım gözetmeksizin insanları katleder, kadın ve çocukları “ganimet” sayarlar. Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Yemen’de bu vahşeti sergilediler. Hala da aynı suçları işlemeyi sürdürüyorlar.

İşte bu zihniyetin temsilcileri 8 Aralık’tan beri Suriye’yi yönetiyorlar. İşin başını HTŞ çekiyor. 40’a yakın cihatçı terör örgütü de yönetime ortak. ABD-İsrail ikilisi, AKP-MHP rejimi ve Katar emiri Suriye gibi bir ülkeyi “altın tepsi”de bu katillere teslim etmiş bulunuyorlar.

Suriye’yi teslim alan cihatçılar katliamcı Colani’yi Cumhurbaşkanı “seçtiler”. Böylece Suriye tam bir kurtlar sofrasına dönüştürüldü. Suriye’nin talanından pay kapmak isteyen devletlerin temsilcileri Colani’nin ayağına gitmeye başladılar.

Şam’a ilk giden ise MİT şefi İbrahim Kalın ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan oldu. Colani’nin bu “eski dostları”, Şam’da onunla çok samimi pozlar verdiler. Vurgulamak gerekiyor ki, Türkiye cihatçılara kol kanat germeseydi, Colani gibileri Suriye’nin başına geçmeyi başaramazlardı. İdlib’de AKP-MHP iktidarının himayesinde kurulan El Kaidestan’ın başında Colani vardı.

Tek dertleri Suriye’nin yağmalanmasından pay almak olduğu için, cihatçıların ve Colani’nin sergilediği vahşet gerici-faşist iktidarı ilgilendirmiyor. Görüntüsü gerçek kimliğini ele verdiği için önce bu tescilli katili “modern” bir görünüme kavuşturdular. Böylece “sayın Colani” oluverdi. Bir devlet uçağı ile Ankara’ya getirildi. Tayyip Erdoğan onu “sayın cumhurbaşkanı kardeşim” diyerek kucakladı ve sarayında ağırladı. Düzenledikleri ortak basın toplantısında Colani’ye dizdiği övgülerde ipin ucunu iyice kaçıran Erdoğan cihatçı katillere hayranlığını tüm dünyaya ilan etti.

***

Colani’yi “kıymetli” kılan, ABD başta olmak üzere emperyalistlere, siyonist İsrail’e, Türkiye, Suudi Arabistan, Katar gibi devletlere olan olası hizmetleridir. Bugün emperyalist batı ile gerici bölge devletlerinin sergiledikleri ikiyüzlü tutum ve izledikleri politikaların gerisinde her birinin sefil çıkarları ve bölgeye ilişkin hesapları yatmaktadır. Bu uğurda Suriye halklarının başına IŞİD artığı cihatçı çeteler musallat edilmiş, bölge halkları her tür zulüm, aşağılanma ve sefaletle yüz yüze bırakılmıştır.

İşçi sınıfı ve emekçilerin bölgeye dönük tüm gerici plan ve hesapları, işgalci ve yayılmacı politikaları ve cihatçı vahşeti reddetmeleri gerekiyor. Zira emekçilerin gerici çıkar savaşlarına değil, “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği”ne dayalı bir dünya kurmak için mücadeleyi büyütmeye ihtiyaçları var.