Göçmen işçilerin katili kapitalizm!

İşçi ve emekçiler göçmen işçilere yönelik şiddete ve sömürüye karşı mücadele etmelidir. Göçmen işçilerle yan yana durmalıdır. İş cinayetlerinin üstünün örtülmesine, kapitalistlerin cezasız kalmasına izin vermemelidir. Kapitalistlerin en ağır cezaları alması için mücadeleyi büyütmelidir. Göçmen işçilerin başlarına gelen her şey sınıfsaldır. Çözümün yolu, çeşitli milliyetlerden işçi sınıfının birleşik mücadelesinden geçmektedir.

İstanbul Başakşehir’de Moldova uyruklu Nicolai Palamarciuc adlı işçi elleri-ayakları bağlanarak ve vahşice dövülerek öldürüldü. Cihan Deri isimli işyerinde çalışan göçmen işçi gözü dönmüş patronların ağır işkencesi sonucu canice katledildi.

Kapitalistlerin bu pervasızlığının arkasında bu baskı ve sömürü düzeni var. Bu düzenin dümeninde yer alan saray rejimi hem kapitalistlerin işçilere yönelik sınırsız sömürüsüne onay veriyor. Hem de kapitalistlerin işlediği bu tür suçlara karşı onları koruyor.

Türkiye’de göçmen işçiler son derece ağır koşullarda çalışıyorlar. En düşük ücretler göçmen işçilere reva görülüyor. Göçmen işçiler yasal güvencelerden yoksunlar. Kayıt dışı çalıştırılıyorlar. Ücretlerini istediklerinde işten atılıyorlar. En ufak bir hak talep ettiklerinde kapitalistler harekete geçiyor, göçmen işçileri ihbar ediyorlar. Böylece göçmen işçilerin sınır dışı edilmesini sağlıyorlar. Göçmen işçileri tehdit ediyor, şantaja, dayağa, işkenceye maruz bırakıyorlar. Ve yeri geldiğinde onları öldürmekten bile çekinmiyorlar.

Sermaye basını göçmen işçinin katledilmesini mazur göstermek için haberler yaptı ve hala da yapıyor. Katledilen göçmen işçinin işyerine ait bir evrakı alırken yakalandığı yalanı öne çıkarılıyor. Böylece katil patron ve işbirlikçilerinin suçları hafifletilmek isteniyor. Bu haberleri yapan sermaye basınında alınan evrakın niteliğine dair bir tek cümle yazılmıyor. Alınan evrakın göçmen işçiye zorla imzalatılan senet olduğu gerçeği özenle saklanıyor.

Göçmen işçilerin sayısı artıyor. Kapitalistler için ucuz işçiliğin kapıları ardına kadar açılıyor. Her gün daha fazla göçmen işçi üretim ordusuna katılıyor. Çoğu kayıt dışı ve güvencesiz çalıştırıyor. Günde 14-16 saat ter akıtıyorlar. İzbe koşullarda yaşamak zorunda kalıyorlar. Barınma sorununu iliklerinde hissediyorlar. Doğru düzgün beslenemiyorlar.

En fazla iş cinayetlerine göçmen işçiler maruz kalıyorlar. Kayıtlara geçen her yüz iş kazasının altısında göçmen işçiler can veriyor. Kayıtlara geçmeyen göçmen işçilerin hayatını kaybettiği iş cinayeti sayısı çok daha fazladır.  Göçmen işçilerin hayatları değersizleştiriliyor. Kapitalistlerin sömürü çarkları göçmen işçilerin kanıyla sulanıyor.

9 Kasım 2023’te de Afgan maden işçisi Vezir Mohammad Nourtani’nin cesedi yakılmış halde bulunmuştu. Çalıştığı madenin kaçak olduğu anlaşıldı. Nourtani’nin yakılarak öldürüldüğü ortaya çıktı. Buna rağmen madeni işleten kan emici kapitalistlere ödül gibi cezalar verildi. İşçiyi vahşice öldürüp gömen iki eli kanlı katile “taksirle öldürme” suçundan 5 yıl 8’er ay, 4 katile ise “delil karartma” suçundan 1 yıl 8 ay ile 4 yıl 6 ay arasında hapis cezası verildi.

İşçi ve emekçiler göçmen işçilere yönelik şiddete ve sömürüye karşı mücadele etmelidir. Göçmen işçilerle yan yana durmalıdır. İş cinayetlerinin üstünün örtülmesine, kapitalistlerin cezasız kalmasına izin vermemelidir. Kapitalistlerin en ağır cezaları alması için mücadeleyi büyütmelidir.

Göçmen işçilerin başlarına gelen her şey sınıfsaldır. Çözümün yolu, çeşitli milliyetlerden işçi sınıfının birleşik mücadelesinden geçmektedir.