İşçiyi fıtık eden bir fabrika: CMS

“Önümüzdeki süreçte CMS işçilerinin kazanabilmesi için, suç sicili hayli yüklü olan TM’yi ve sendikal anlayışını silmek için öncü işçiler bir araya gelmeli, her bölümde tüm işçilerin ortak iradesini yayacak bir program, yol ve yöntem inşa edilmelidir.”

İzmir’de bir jant fabrikası olan CMS 1985’te alüminyum alaşımlı jant üretimine başlamış. 1956’da 21 bin TL sermaye ile şirketin ilk temellerini attıklarını yazıyorlar. İşçiyi nasıl ve hangi koşullarda sömürdüklerini ise tüm kapitalistler gibi es geçiyorlar.

CMS 1985 yılında tek fabrikada jant üretimine başlıyor. Bugün ise dört fabrika ve üç bin işçi ile üretim rekorları kıran bir fabrika. Tam otomasyonlu son fabrikasını 2021’de açtı. CMS 37 yıl boyunca devlet teşvikleriyle, vergi indirimleriyle ve en önemlisi ucuz işgücü ve ağır sömürü koşulları ile işçisinin sırtından büyüdü. 2014’te iki fabrikasıyla Türkiye’de en çok kazanan ilk 500 firmanın içinde yer aldı. Ege Bölgesi’nde 2012’den bu yana her sene ihracat yıldızı ödülü ve 2016’da TAYSAD tarafından ihracat üçüncülüğü ödülü aldı. Avrupa’nın en büyük dört jant üreticisinden biri. CMS’de toplam üretimin %90’ını ihracat ürünleri oluşturuyor. Sadece 2018’de tek fabrikadan 140 milyon dolar gelir elde eden CMS’de işçi maliyeti ise o sene bu kazancın içinde denizde kum tanesi kadar!

Gelelim bu muhteşem büyümenin altındaki esas nedene! Yılda 100’den fazla işçi bel ve boyun fıtığı oluyor. Sağlık sorunları ile çalışamaz duruma geliyor. CMS’de son bir yıl içinde 600’den fazla işçi işten çıkartıldı. Kalıphane, talaşlı imalat, dökümhane, ısıl işlem, boyama ve sevkiyat bölümleri yoğun beden gücü istiyor ve iş yükü her geçen yıl artıyor. Dökümhanede her bir işçi üç tezgâha bakıyor. Isıl işlemde bir işçi günde yüzlerce jantı elleriyle taşıyor, paletlere diziyor. Jantların 20’şer kilo oluşuyla bel ve boyun fıtığı yaygın bir meslek hastalığı durumunda. Bu ağır ve yorucu çalışma koşullarını mobbing ve baskı tamamlıyor. 16 saat fazla mesailere, üretimin hız ve ağırlığından kaynaklı defolu ürünler için hesap sorulmasına, tutanaklara, işten atmalara kadar liste uzuyor.

2015’te Metal Fırtına’da İzmir’de güçlü tepki veren fabrikalardan birisi CMS idi. Bulunduğu havzada tıpkı Renault işçileri gibi lokomotif görevi görebilir. En büyük sorun, işçilerin öfkesinin karşılığı olabilecek bir taban örgütlenmesinin olmamasıdır.

Önümüzdeki süreçte CMS işçilerinin kazanabilmesi için, suç sicili hayli yüklü olan TM’yi ve sendikal anlayışını silmek için öncü işçiler bir araya gelmeli, her bölümde tüm işçilerin ortak iradesini yayacak bir program, yol ve yöntem inşa edilmelidir. Sendikadan ve kapitalist patronun denetiminden bağımsız, “söz, yetki ve karar”ın tabanda olduğu bir ortak hareket etme mekanizması yaratılmalıdır.