Tuz koktu! Tepeden tırnağa çürümüş, torpilin, adam kayırmanın rutin işleyiş olduğu bir düzen bu. Sömürü ve soygunun katmerlenmesine, yoksulluk ve sefaletin derinleşmesine tanık olduğumuz günlerden geçiyoruz. Zenginlik bir avuç asalak zenginin elinde toplanırken, sefalet yaygınlaşıyor. Buna eşlik eden ve burjuva düzenin tüm yönetim mekanizmalarını kaplayan dejenerasyon ve çürüme topluma kanıksatılmaya çalışılıyor. Bu düzenin hamuru bu. Bakan yardımcısı Ramazan’ın telefonu yüzünden yansıyanlar bu gerçeğe ışık tutuyor.
Geçtiğimiz günlerde Adalet Bakanı yardımcısı Ramazan Can, katıldığı bir etkinlikte cep telefonuna gelen torpil mesajlarına cevap verirken kameralara yakalandı. Ardından tüm toplum olarak hızlandırılmış bir AKP turu izledik. Açıklamalar, izahat çabaları, kimi zaman dalga geçen kimi zaman mağduru oynayan ama en sonunda yayın yasağı ile kesip atan klasik işleyişe tanık olduk.
Görüntülerde ilk göze çarpan, mesajlara cevap verirken ya da ilgili yerlere talepleri iletirken sergilenen rahatlıktı. Eskiden kartvizitin arkasına “Hamili kart yakınımdır” yazılır, kartı alan kapı kapı dolaşır, torpil böyle yapılırdı. Artık dijital dünyanın nimetleri kullanılıyor. Ne de olsa kendinden önce bu ülkede buzdolabı bile olmadığını düşünen bir iktidarın, torpil işlerini hızlandırmak için teknolojiyi kullanmasından daha doğal ne olabilir ki? Sonuçta bürokrasiyi hızlandırmayı en önemli vazifelerinden birisi olarak tanımlamamışlar mıydı?
“… mahkemesini arayıp erken duruşma tarihi verilmesini istirham ederim”, “Yükselme sınavına girmiştim, bilgilerimi iletmemi istemiştiniz” gibi yazışmalarının ifşa olmasına bakan yardımcısı çok kızdı. Bunun mahremiyete, kişisel haklara saygısızlık olduğunu söyledi.
AKP sözcüsü Ömer Çelik “Demokrasinin iletişim kanallarından bize özgü olanlarından bir tanesi” açıklaması yaparak, söylediğine kendisi de gülerek bir izahat getirdi. AKP Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, şehit yakını gerekçelendirmesiyle işi bir başka yandan sulandırmayı tercih etti. Adalet Bakanı ise bunların normal olduğunu, gelen talepleri ilgili yerlere ilettiklerini ancak liyakate baktıklarını, “kesinlikle bu konularda taviz vermediklerini” söyledi. Sonrası bilindik uygulama olarak yayın yasağı, bu olay hiç yaşanmamış gibi günlük rutin işlere geri dönüş…
Tuz koktu! Tepeden tırnağa çürümüş, torpilin, adam kayırmanın rutin işleyiş olduğu bir düzen bu. Sömürü ve soygunun katmerlenmesine, yoksulluk ve sefaletin derinleşmesine tanık olduğumuz günlerden geçiyoruz. Zenginlik bir avuç asalak zenginin elinde toplanırken, sefalet yaygınlaşıyor. Buna eşlik eden ve burjuva düzenin tüm yönetim mekanizmalarını kaplayan dejenerasyon ve çürüme topluma kanıksatılmaya çalışılıyor. Bu düzenin hamuru bu. Bakan yardımcısı Ramazan’ın telefonu yüzünden yansıyanlar bu gerçeğe ışık tutuyor.