Milyonlarca emeklinin ortak sorunu olan bütün bunların çözümü yine örgütlü mücadeleyi genişletmekten ve eylemlilik sürecini örgütlemek ve büyütmekten geçiyor. Milyonlarca emeklinin açlık, sefalet, yıkım ve geleceksizlikten başka kaybedeceği hiçbir şey yok.
Mercer CFA Enstitüsü’nün yayınladığı Küresel Emekliler Raporu’na göre Hindistan, Filipinler ve Arjantin’den sonra emeklilik sistemi en kötü olan ülke Türkiye olarak belirtiliyor. Bugün bu ülkede emekliler, emekli olduktan sonra bile çalışmak zorunda kalıyor. Çoğu durumda hayatlarını idame ettirebilmek, en temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için bile çalışmak zaruri bir duruma dönüşüyor. Neredeyse asgari ücretin yarısı kadar olan emekli maaşı (ki asgari ücret açlık sınırının altında) yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında adeta sadakaya dönmüş durumda. Bu ücret ile çoğu durumda sadece ev kirası ödenebiliyor. Temel gıda, sağlık ve faturalar için bile ödenek bulmakta zorlanıyorlar.
Bu haliyle emekliler için yaşamanın bedeli ölene kadar çalışmaktan geçiyor. Sermaye devletinin şefi Erdoğan, emeklilerin hak mücadelesini “milletin zararına” diyerek görmezden gelmesine rağmen, emeklilerin verdiği uzun soluklu mücadele ile “emeklilikte yaşa takılma” saldırısı “nispi” oranda kaldırılmış oldu. Emeklilikte yaşa takılarak uzun yıllar boyu bekleyen milyonlarca emekli yaş barajını aşmış oldu. Fakat öte yandan emeklilere yönelik saldırılar tümüyle de ortadan kalkmış değil. Emeklilere felaket düzeyinde sefalet ücreti dayatılmaya devam ediyor.
Uzun yıllar boyunca Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) tarafından verilen mücadele dinamiği, mitingler, basın açıklamaları, eylemler, yürüyüşler vb. şeklinde olmuştu. Bütün bunların sonucunda kısmi kazanımlar elde eden emekliler yine de hâlâ büyük hak gaspları ile karşı karşıyalar. EYT meselesi 1999 yılı sonrası işe başlayanlar için hâlâ sorun teşkil ediyor. Öte yandan düşük emekli maaşı, kök ücret saldırısı, yaşa takıldıkları için iş bulmakta zorlanma vb. gibi daha birçok sorun olduğu gibi yerinde durmaktadır.
Milyonlarca emeklinin ortak sorunu olan bütün bunların çözümü yine örgütlü mücadeleyi genişletmekten ve eylemlilik sürecini örgütlemek ve büyütmekten geçiyor. Milyonlarca emeklinin açlık, sefalet, yıkım ve geleceksizlikten başka kaybedeceği hiçbir şey yok.