“Kararlıyız, sonuna kadar gideceğiz”

İzmir Kemalpaşa’da bulunan ve çoğunluğu kadın işçilerden oluşan Temel Conta grevi ikinci ayına yaklaşıyor. Düşük ücret ve ağır çalışma koşullarına karşı başlayan mücadele ve örgütlenme süreci grev çadırında sürüyor. Temel Conta’ta grevlerine kararlılıkla devam eden kadın işçilerle konuştuk…

Temel Conta bir aile şirketi. İşçileri köle, kendilerini işçilerin sahibi gibi görüyorlar ve zerre kadar değer vermiyorlar. İlk sözü alan kadın arkadaşımız Temel Conta’da yaşadıkları sorunları anlatmaya başlıyor. Temel Conta patronlarının çoğu şeyi kadının üstüne yüklediklerini söylüyor ve ekliyor: “Mesela ben içeride joker eleman olarak görünüyordum. Makineye olsun, ilaçlamaya olsun oradan oraya geçiyordum. Eleman almıyorlardı, eleman eksikliğimiz vardı, sürekli söylüyorduk erkek eleman ihtiyacı var diye. Kadınlar onlar için daha ezik geliyordu. Ben 7 yıldır buradayım. Ben girdiğimde devamlılık parası vardı, şimdi yok. Yeni gelen işçilere devamlılık parası, özel sağlık sigortası var diyorlarmış ama yok öyle bir şey ve bunu kaldıran kendileri.”

Başka bir arkadaşımız erkek işçilerle kadın işçiler arasındaki ayrımcılığa dikkat çekiyor. Erkek işçiler ses çıkartınca kadınlardan 200 TL daha fazla verildiğini söylüyor. Kadınlar zam talep ettiklerinde sanki lütfediyorlar gibi “cumartesi pazarın yok” dediklerini aktarıyor. “Aslında hepimiz aynı işi yaparken kadın tarafı yine mağdur oldu, cinsiyet ayrımına maruz kaldık maalesef. Erkek ev geçindiriyor sanki kadın geçindirmiyor” diyor.

Başka bir grevci kadın ise ekliyor: “İstediğimiz zaman izin alamıyoruz. Bir ay önce haber verme koşulu getirdiler tamam biz üç ay önce söylüyoruz. Ben şu tarihte izin istiyorum eşimle, çocuğumla memlekete gideceğim, tatile gideceğim diye. ‘Hayır veremeyiz o tarihte işimiz çok’ diyorlar. Çok arkadaşımızın izni iptal edildi. İzne gideceğiz biletlerimiz alındı, ‘hayır izin yok, iptal’ denildi. Çok arkadaşımız ağlaya ağlaya otobüs biletlerini iptal etti, eşlerini çocuklarını yalnız memlekete göndermek zorunda kaldı.”

“Gerçekten bıçak kemiğe dayanmıştı.” diyor başka bir kadın işçi. Hem sömürüldüklerini hem de psikolojik savaş verdiklerini ve “Artık yeter” diyerek Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesi’nde örgütlendiklerini söylüyor.

“Bir işçiye yenilmek bile onları korkutuyor”

Grevci başka bir kadın arkadaşımız, greve çıktıktan sonra daha fazla kenetlendiklerini, birbirlerini daha fazla tanıdıklarını söylüyor: “Sadece burası değil yıllarca işçi kesimi olarak hep sömürüldüğümüzü farkettik. Yıllarca çoğu haklarımızdan bihaber çalışmışız. Ezikliği bize hep hissettirmişler ‘İşçinin çok sesinin çıkmaması lazım’ adı altında. Baskılandık yıllarca, burası olsun başka yer olsun çok farketmiyor. İşçi her yerde sömürülüyor. Haklarımızı öğrendik, destek çok fazla oldu. Hem sendikamız olsun hem dernekler, örgütler olsun. Sağ olsunlar bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadılar. Kendimizi daha güçlü, daha kararlı görüyoruz. Kararlıydık zaten, çünkü yaptığımız işin doğru olduğundan emindik. Haksızlığa uğradığımızın fazlasıyla farkındaydık ve dışarıya çıkmak bize fazladan güç verdi. Hiçbir zaman bunun pişmanlığını yaşamadık. Kararlıyız, sonuna kadar gideceğiz.”

Temel Conta işçisi kadınlar, dışarı çıktıktan sonra desteklerin arttığını ve daha azimle grevi devam ettirdiklerini söylüyorlar. Sendikanın ve desteğe gelenlerin arkalarında olmasının güç verdiğini ekliyorlar.

Son olarak diyorlar ki; “Bizden sonra başkalarına da cesaret olur bizim yaptığımız. Biz kazanacağımıza inanıyoruz. Biz greve çıktığımızdan beri kaybediyorlar. Bir işçiye bile yenilmek onları korkutuyor”.