Sungurlar (Büyük Kazan) Direnişi…

Sungurlar Direnişi Türkiye işçi sınıfı tarihinde komitelere dayalı, fabrika ve mahalle dayanışmasının güçlü, çevre fabrikaların eylemli dayanışma içerisinde olduğu önemli bir direniş olarak yerini almıştır.

60’lı yıllar işçi sınıfının nicel ve nitel olarak geliştiği yıllardır. Saraçhane eylemiyle başlayan, Kavel Kablo ile devam eden işçi direnişlerine her gün yenileri eklenir. Sendikal örgütlenme mücadelesinin yükseldiği bu yıllar aynı zamanda işçi sınıfının mücadele deneyimi ve birikimini güçlendiren bir işlev görür. Sungurlar fabrikasında Ağustos 1975’te yaşanan büyük direniş de kendinden önceki deneyimler üzerinden yükselen bir mücadele olarak açığa çıkar.

Patron-sarı sendika iş birliği aşılıyor!

Sungurlar işçileri Çeliş-İş üyesidir. Çelik-İş Sendikası patronun sözcüsü gibi davranarak işçilerin üzerinde baskı kurar. Bugün sıkça karşılaştığımız örneklerde olduğu gibi sesini çıkaran işçilerin işten atılmasını sağlar. Sungurlar işçileri bu duruma karşı harekete geçerler. Sungurlar’da sendika değiştirme mücadelesi 2 yıl sürer. İşçilerin tercihi olan Maden-İş Sendikası’nın çoğunluğu sağlaması üzerine fabrika yönetimi baskıyı artırır. Artan baskıya tepki gösteren Sungurlar işçileri ilk eylemlerini 25 Mart 1970’te gerçekleştirirler. Fabrika yönetimi sendikal baskı yapmayacağı sözünü vermek zorunda kalır. Buna rağmen işçilerin örgütlülüğünü kırmak için çeşitli saldırıları devreye sokar. Sungurlar işçileri saldırılara 8 Nisan’da fabrika işgaliyle yanıt verirler. 3 gün süren işgalin ardından fabrika yönetimi işçilerin taleplerini kabul ettiğini beyan eden ön protokol imzalar.

Fabrika yönetimi verdiği sözlerde durmaz. Maden-İş’le masaya oturmadığı gibi öncü işçileri işten atma saldırısını devreye sokar. Tarihler 4 Mayıs’ı gösterdiğinde Sungurlar işçileri fabrikaya yeniden işgal pankartını asarlar. Bu kez direniş 21 gün sürer. Sungurlar Direniş Komitesi’nin inisiyatifiyle başlayan mücadele çevre fabrikaların işçilerinden ve mahallelerden büyük destek görür. Direniş adeta bir havza direnişine döner. Patronun paralı uşaklarının saldırısı, dayanışma ve direnişçilerin kararlılığıyla boşa düşürülür. Fabrika yönetiminin boyun eğmesiyle direniş 25 Mayıs’ta kazanımla sonuçlanır.

1975; patron sendika kuruyor, işçiler işgali örgütlüyor…

Sungurlar fabrika yönetimi işçilerin örgütlülüğünü dağıtmak için fırsat kollar ve her fırsatta yeni saldırıları devreye sokar. 1975 yılında bu sefer de sendika kurarak işçileri baskıyla üye olmaya zorlar.

Fabrika yönetiminin kurduğu Cevahir-İş Sendikası’na önemli sayıda işçi zorla üye yapılır. Bu durum işçilerde umutsuzluk ve güvensizlik yaratır, ortak hareket etmelerini zora sokar. Öncü işçiler mahalle mahalle dolaşarak Sungurlar fabrikasında tekrar iç bütünlüğü sağlamak için çaba sarf ederler. Küçük Kazan Fabrikası 5 Ağustos’ta baskı, dayatma ve işten atmalara karşı direnişe geçer. Küçük Kazan Fabrikası’ndaki direniş Büyük Kazan (Sungurlar) işçilerini de etkiler. 11 Ağustos’ta Büyük Kazan işçileri de fabrikayı işgal ederek direnişe başlarlar. Fabrikanın etrafı patronun paralı adamları ve askerler tarafından sarılır. İşçiler tehdit edilir. Direniş Komitesi kurarak süreci yöneten Sungurlar işçileri kararlılıkla mücadelelerini sürdürürler. Ekipler oluşturarak Alibeyköy ve çevre mahallelerin desteğini örgütlerler. Sungurlar işçileri burjuva basının da parçası olduğu karalama kampanyasını boşa düşürmek için haklı ve meşru olduklarını anlatan bildirileri sokak sokak dağıtırlar. Dayanışma çalışmaları da kısa sürede karşılık bulur.

İşgalin 15. gününde askerler fabrikayı basarak bütün işçileri dışarı atarlar. Sungurlar işçileri bu sefer kapı önünde çadır kurarak direnişi sürdürür. Fabrika yönetimi MHP’li bir grubu asker eşliğinde fabrikaya sokarak üretimi sürdürmeye başlar. Aynı günlerde patronun beslemesi çeteler direniş çadırına ve işçilere silahlı-sopalı saldırılar gerçekleştirir. İşçilerde moral kırılma yaratan bu gelişmeler her geçen gün büyüyen dayanışmayla aşılır.

Yeniden ve daha güçlü toparlanma yaşayan direnişçiler fabrikanın kapısını kapatarak giriş çıkışları engellerler. Alibeyköy’de Maden-İş’in örgütlü olduğu diğer fabrikaların işçileri de barikatlarla yolları kapayarak Sungurlar işçileriyle dayanışma gösterirler. Mahallelerden insanlar akın akın fabrika önüne akarlar. Dayanışmanın gücü fabrika yönetimini ve komutanı korkutur. Komutanın askerlere işçileri vurma emri vermesine rağmen Sungurlar işçileri, çevre fabrika işçileri ve destekçiler kararlı duruşlarını sürdürürler.

Direnişin gücü askere ve patrona geri adım attırır. Sungurlar patronu işçilerin talebini kabul ederek Maden-İş’le toplu sözleşme imzalar.

Sungurlar Direnişi Türkiye işçi sınıfı tarihinde komitelere dayalı, fabrika ve mahalle dayanışmasının güçlü, çevre fabrikaların eylemli dayanışma içerisinde olduğu önemli bir direniş olarak yerini almıştır.

Bugün ihtiyacımız olan da bu direnişlerden öğrenerek fabrikalarda komiteler kurmak, çevre fabrika işçileriyle ortak direniş ve dayanışma içerisinde olacak adımlar atmaktır. Sungular işçisinin yılları bulan mücadelesi bize yol göstermeye devam etmektedir.