Tariş: İşçi sınıfı mücadelesinde bir kilometre taşı…

“Uluslararası sermaye ve yerli işbirlikçileri, dün MC hükümeti ve IMF memuru Turgut Özal aracılığıyla hayata geçirdikleri saldırıları bugün AKP-MHP koalisyonu ve Dünya Bankası memuru Mehmet Şimşek eliyle hayata geçiriyorlar. Dün saldırıların karşısında barikat kuran Tariş direnişi, bugünün saldırılarını püskürtmek ve daha iyisini başarmak için yol gösteriyor.”

Türkiye işçi sınıfının tarihinde öyle mücadele süreçleri vardır ki, bugünü anlamak için dikkatle bakmak ve incelemek gerekir. Tariş direnişi de bunlardan biridir.

Hiçlikten örgütlülüğe…

1975 yılında Adalet Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Milli Selamet Partisi tarafından 1. Milliyetçi Cephe hükümeti kurulur.  Yükselen sınıf mücadelesini ezmek, işçi sınıfının kazanımlarını boğmak için harekete geçerler. Bir dizi fabrika ve işletmeyi pilot uygulama alanı seçerler. Ege Bölgesi’nde bu alan Tariş fabrikasıdır.

İlk elden farklı kentlerden getirilen, faşist komando kamplarında eğitim görmüş tetikçiler fabrikaya musallat edilir. Çeşitli konumlarda görevlendirilen bu devlet destekli tetikçiler, işçileri sindirmek, gözdağı vermek için her türlü adımı atarlar. Kadın işçileri taciz etmek, işçilerden haraç kesmek, Tariş’e bağlı fabrikaları faşist komando kamplarına dönüştürmek icraatları arasında yer alır. Bu durum fabrikada çalışan işçilerde olduğu kadar, çevre mahallelerde de büyük rahatsızlığa neden olur. 1978’de gerçekleşen yeni seçimleri MC hükümeti kaybedince Tariş’in yönetimi de değişir. Faşistler buralarda tutunamazlar. Yaşadıklarından rahatsız olan işçiler hızla örgütlenir ve DİSK’e bağlı sendikalara üye olurlar.

1979’da yeni MC hükümeti kurulur!

Yerli ve yabancı sermayenin desteğiyle kurulan yeni MC hükümetinin ilk hedefi işçi sınıfının kazanımlarını yok etmektir. Bunu başarabilmeleri için işçi sınıfının örgütlülüğünü dağıtmaları gerekir. Bir yandan işçi sınıfı ve topluma dönük saldırı programları hazırlığı yürütürler, diğer yandan devlet destekli faşist çeteleri devreye sokarlar. MC hükümetinin başbakanı olan Demirel ve IMF’nin Türkiye’ye gönderdiği Turgut Özal, sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda programlar hazırlayarak hayata geçirmeye başlarlar. Bu programların en somut biçimi 24 Ocak Kararları’dır. Bu kararlar ilan edilmeden önce fiilen hayata geçirilmeye çalışılmaktadır.

20 Ocak 1980’de Tariş’te direniş başlıyor!

MC hükümeti faşist çeteleriyle elde edemediğini Tariş’te işçi kıyımıyla elde etmek için harekete geçer. Günler öncesinde iktidar yanlısı basında Tariş fabrikaları hedef gösterilir ve toplu işçi kıyımı yapılacağı işlenir. 20 Ocak günü Tariş fabrikalarına terör demagojisiyle çok sayıda polis ve asker gönderilir. Ardından işçi kıyımı yapılacağı açıklanır. Tariş işçileri MC hükümetinin saldırılarına direnişle yanıt verirler. Kısa sürede direnişe destek büyür. Çevre mahalleler, üniversiteler, çeşitli sektörlerde çalışan işçiler Tariş işçileriyle dayanışma grevleri, boykotlar örgütlerler. Tariş işçilerinin direnişi işçi ve emekçileri bezdiren MC hükümetine karşı kitlesel tepkiye dönüşür. Direniş ateşi kentin dört bir yanını sarar ve birçok kente yayılmaya başlar. Sermayenin temsilcisi MC hükümeti ve sendikal bürokrasi işçi ve emekçilerin eylemlerinden korkmaya başlarlar, önünü kesmek için harekete geçerler.

DİSK yönetimi direnişi kırmak için “görev”de!

DİSK yönetimi 25 Ocak günü bir toplantı gerçekleştirir. Tariş işletmelerinde örgütlü DİSK’e bağlı sendika yöneticilerini toplantıya katmazlar. Toplantıda direnişi bitirme kararı alırlar. İşçileri ikna etmek için bir heyet oluşturulur. Bu heyette sonraki yıllarda da sermayeye büyük hizmetler sunacak Rıdvan Budak da yer alır. İşçiler içinde “genel grev yapacağız, daha etkili olacak, şimdi bitirin” söylemlerini yayarlar. İşçiler günlerce bu girişimlere yanıt vermezler. DİSK yönetiminin işçiler üzerindeki baskısı ve sermayeyle aynı dili kullanarak yaptığı terör demagojisi, 31 Ocak günü direnişin bitirilmesine yol açar.

Direniş yeniden başlıyor!

MC tarafından atanan yeni Tariş genel müdürü 6 Şubat’ta, fabrikayı bir hafta kapattığını ve toplu işçi kıyımı yapacağını duyurur. Tariş işçileri bu saldırıya karşı 8 Şubat’ta yeniden direnişe başlarlar. İzmir ve diğer kentlerden işçi ve emekçiler de direnişe destek için harekete geçerler. DİSK yönetimi yine devreye girerek direnişi bitirmek için seferber olur. DİSK’in işçileri ikna etmek için belirlediği komisyonda yer alanlar fabrikalardan kovulurlar. MC hükümeti polis ve askerlerle fabrikaya saldırmak için kapsamlı hazırlık yapar. Fabrikanın çevresindeki mahallelerde yaşayanlar polis ve askerin Tariş’e müdahalesini önlemek için tüm yollara barikatlar kurarlar. İşçiler ve İzmirliler bu barikatlarla günlerce saldırının önünü keserler. 14 Şubat günü 10 bin asker, 6 bin polisle yeni bir saldırı gerçekleştirilir ve direniş kırılır.

***

Yeni MC hükümetiyle başlayan saldırılar 24 Ocak Kararları’yla ABD-IMF programlarının amacının açıkça ilan edildiği bir döneme evrilir. İşçi sınıfı ve emekçilerin kazanımlarını yok etmek, KİT’leri sermayeye peşkeş çekmek vb. bu saldırıların öncelikli ayağını oluşturur. Saldırılar karşısında işçi ve emekçilerin direncini kıramayacaklarını gören emperyalistler 12 Eylül faşist darbesini organize ederler.

Uluslararası sermaye ve yerli işbirlikçileri, dün MC hükümeti ve IMF memuru Turgut Özal aracılığıyla hayata geçirdikleri saldırıları bugün AKP-MHP koalisyonu ve Dünya Bankası memuru Mehmet Şimşek eliyle hayata geçiriyorlar. Dün saldırıların karşısında barikat kuran Tariş direnişi, bugünün saldırılarını püskürtmek ve daha iyisini başarmak için yol gösteriyor.