CHP, AKP’li ya da değil ama AKP’nin ekonomi programının devam edeceğini kamuoyuna açıklamış bulunuyor. Renkleri, tonları değişse de kapitalist düzenin partilerinin esas işi sermayenin çıkarlarıdır. Gerisi toplumun sorunlarını ve ihtiyaçlarını istismar etmektir. CHP’nin yaptığı da budur. Bu saldırı programını parçalayıp atacak olan işçi ve emekçilerin bağımsız, birleşik, kitlesel mücadelesidir. İşçi sınıfı ve emekçiler için düzen siyasetinden bağımsız bir mücadele hattı dışında bir seçenek yoktur!
Özgür Özel geçtiğimiz günlerde bir ekonomi gazetesine röportaj vererek partisinin çeşitli gündemlere dair yaklaşımlarını ifade etti. Röportaj hemen her gün ağızlara sakız edilen başlıkları içeriyor. Bu başlıklardan en önemlisini ise ekonomik tabloya dair söylenenler ve CHP’nin ekonomik krize ilişkin yaklaşımları, “çözüm önerileri” oluşturuyor. Burjuva dünyasının ana muhalefet partisinin şu son günlerde toplumsal muhalefetin öncüsü pozlarında sağda solda miting yapması, güya işçilerin, emekçilerin, emeklilerin taleplerini dile getiren bir görüntü verme çabası, ekonomiyle ilgili bütünlüklü olarak ne söyleyeceğini de önemli kılıyor. Çünkü AKP-MHP iktidarının politikalarını sıklıkla eleştiren, ekonomik krize karşı eylemler düzenleyen CHP’nin popülist açıklamalar dışında ortaya konulmuş bir ekonomi programı yok. Röportajdan anladığımız kadarıyla buna gerek de yok. Halihazırda saray iktidarının hayata geçirdiği ekonomi programının esaslarını, es kaza seçilip başa gelse CHP de uygulayacak.
Ekonomi yönetimini satranca benzeten Özel diyor ki: “22 yıldır süren satranç tahtasında son hamlelere bakmamak lazım. Bir oyuncunun iyi mi yoksa kötü mü satranç oynadığı, son hamlelerden belli değildir. Son hamleler zaruri ve satranç bilen herkesin oynayacağı hamleler. Önemli olan ilk hamleler, açılışı nasıl yaptığınız.” Genel seçimlerin arkasından “rasyonel politikalara” dönerek ağır bir ekonomik ve sosyal yıkım dayatmasını hayata geçiren Mehmet Şimşek, herkesin atması gereken “zaruri” adımları atıyorsa, bu “zaruri” adımlar doğal olarak CHP’nin de ekonomi programını tanımlıyor olsa gerek. AKP ve CHP şu sıralar uygulanan ekonomik yıkım programının esasları konusunda aynı şeyleri düşünüyorlar. Biri iktidar diğeri muhalefet olduğu için savunu-eleştiri söylemleri kitle manipülasyonunun bir gereği olarak hayat buluyor.
Ücretlere zam talebi, vergi adaletsizliği, emeklilerin sefaleti vb. bir dizi konuda “muhalefette” olmanın avantajlarını tepe tepe kullanmaya çalışan CHP, “İMF’siz İMF programı” diye eleştirdiği Mehmet Şimşek programı dışında bir bakışının ve yaklaşımının olmadığını böylelikle itiraf ediyor. Muhtemelen röportajın amacını da yerli ve yabancı sermaye çevrelerine güvenceyi veren mesajları iletme kaygısı oluşturuyor. Sermaye sınıfı kriz sürecini tam bir vurgunculuğa çevirmiş durumda. Fatura her yolla işçi ve emekçilere çıkartılıyor. Düşük ücret, ağır çalışma, vergi soygunu, işten atmalar yaygınlaşıyor. CHP’nin başındaki zat emekten yana olduklarını söylerken, “İş çevreleri ile temaslarımız olacak. Biz onlarla da neredeyse tam bir mutabakat halindeyiz.” demeyi de ihmal etmiyor. Demek ki Saray iktidarı, “iş çevreleri” ve CHP uygulanan program konusunda tam bir mutabakat halinde.
Emekten yana tutum aldıklarını ifade ediyor ancak hem emek düşmanı politikaları “zaruri” adımlar olarak görüyor hem de yeni saldırı düzenlemeleri öneriyor. Bölgesel asgari ücret, kapitalist patronların uzun bir süredir gündeme getirdikleri ve bu ülkede açlık sınırını tanımlayan asgari ücret düzenini dahi ortadan kaldırmak anlamına gelecek bir saldırı. Özgür Özel bölgesel asgari ücreti desteklediklerini, hatta sektörel olarak da uygulanması gerektiğini vurguluyor.
CHP, AKP’li ya da değil ama AKP’nin ekonomi programının devam edeceğini kamuoyuna açıklamış bulunuyor. Renkleri, tonları değişse de kapitalist düzenin partilerinin esas işi sermayenin çıkarlarıdır. Gerisi toplumun sorunlarını ve ihtiyaçlarını istismar etmektir. CHP’nin yaptığı da budur. Bu saldırı programını parçalayıp atacak olan işçi ve emekçilerin bağımsız, birleşik, kitlesel mücadelesidir. İşçi sınıfı ve emekçiler için düzen siyasetinden bağımsız bir mücadele hattı dışında bir seçenek yoktur!