MESS sözleşme sürecinde kadın işçilerin taleplerine yer yok!

Temel taleplerimizin kazanılması ise ancak kadın ve erkek metal işçilerinin birlikte mücadelesiyle olanaklıdır. Tabandan kurulacak birlikler, komiteler haklarımızı kazanmanın öncelikli anahtarıdır. Kadın işçiler bu örgütlenmelerde öne çıkıp inisiyatif almalıdır.

150 bini aşkın metal işçisini doğrudan etkileyen Grup TİS süreci fiilen başladı. Artan enflasyon, yapılan zamlar ve alım gücünün düşmesiyle birlikte sözleşme süreci metal işçileri için daha önemli hale geldi. Yakın zamanda yetkili sendikalar taslaklarını açıkladılar. Bir kez daha görüldü ki, sendikalar işçilerin taleplerini göz ardı etme tutumlarını sürdürüyorlar. Grup sözleşmesi kapsamındaki işçilerin yüzde 10’unu oluşturan metal işçisi kadınların sorun ve taleplerini ise neredeyse tamamen görmezden geliyorlar.

Türk Metal ve Özçelik-İş’in taslaklarında kadın işçilerin taleplerine tek satır bile yer verilmiyor. Birleşik Metal İş’in taslağında ise kadın işçilere aylık 3 bin lira kreş yardımı yapılması, 8 Mart’ın kadın işçiler için ücretli izin sayılması talepleri yer alıyor. 150’den fazla kadın işçinin çalıştığı işyerlerinde kreş açılması yasal bir zorunlulukken, özel kreş ve gündüz bakımevlerinin fiyatları el yakarken 3 bin lira yardım istemek, bu talebi göstermelik olarak taslağa almaktan başka bir anlam ifade etmiyor.

Metal işçisi kadınlar ne istiyor?

– Metal işçisi kadınlar diğer sınıf kardeşleri gibi öncelikli olarak “insanca yaşamaya yetecek ücret” istiyor. Kadınlar yedek işgücü değildir. Ayrıca günümüzde birçok kadın tek başına evin geçimini ve çocukların bakımını üstlenmekle karşı karşıyadır. Asgari ücret seviyesinin hemen üstünde ücretler, kadın işçilerin en temel ihtiyaçlarını karşılamaktan fersah fersah uzaktır. Artan hayat pahalılığı karşısında kadın işçilerin de en temel talebi, insanca yaşamaya yetecek bir ücrettir.

– İşyerlerinde kadınlara dönük baskı, taciz ve mobbing çok yaygındır. Daha önce işyerlerinde kadın işçilere dönük tacizlere karşı Türk Metal “kadın işçi kurullarını”, Birleşik Metal-İş ise “toplumsal cinsiyet eşitsizliği kurullarını” gündeme getirmişti. İşlevleri çok tartışmalı olan bu kurullar çoktan unutuldu bile.

İşyerlerinde kadınlara yönelik taciz ve mobbinge karşı mekanizmaların oluşturulması sözleşme maddeleri arasında mutlaka yer almalı, bu kurullar bizzat kadın işçiler tarafından denetlenmelidir.

– Mevcut sözleşmenin 34. maddesinde “kreş, emzirme odaları ve diğer konularda kadın işçilerle ilgili mevzuat hükümleri uygulanır” denilmektedir. Yasalara göre kadın işçilerin çalıştığı fabrikalarda kreş açma zorunluluğu olmasına rağmen, pek çok işletmede bu uygulanmamaktadır. Metal patronları ya cezaları ödeyerek ya da özel kreş ücretlerinin çok küçük bir kısmını işçiye ödeyerek sorumluluktan kurtulmaktadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki, çocuk bakımı sadece kadın işçilerin sorumluluğu değildir. Erkek işçiler de çocukların bakımından aynı ölçüde sorumludur.

Dolayısıyla erkek-kadın ayrımı gözetmeksizin ihtiyaç dahilinde tüm işyerlerinde ve sanayi bölgelerinde kreşler açılmalıdır. Bu kreşler 7-24 açık olmalıdır.

– Metal sektörü ağır ve tehlikeli işler sınıfına girmektedir. Ağır çalışma koşulları kadın işçiler için özelikle regl dönemlerinde yıpratıcı olmaktadır. Kadın işçiler için regl izni sözleşmede yer almalıdır.

Kadın işçilerin bin bir bedelle kazandıkları ve bizlere armağan ettikleri 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde ücretli izin verilmelidir. Bu izin sadece kadın işçileri değil tüm işçileri kapsamalıdır.

Kadın işçilerin öne çıkan bu talepleri aynı zamanda tüm sınıfımızın talepleridir. Temel taleplerimizin kazanılması ise ancak kadın ve erkek metal işçilerinin birlikte mücadelesiyle olanaklıdır. Tabandan kurulacak birlikler, komiteler haklarımızı kazanmanın öncelikli anahtarıdır. Kadın işçiler bu örgütlenmelerde öne çıkıp inisiyatif almalıdır.