“Tıpkı çocuk bakımında olduğu gibi hasta, yaşlı ve engelli bireylerin bakımını emekçi kadınların sorumluluğunda gören ataerkil bakış açısıyla mücadele edebilmek kadınların çalışma ve toplumsal yaşama katılabilmesi için bir ihtiyaçtır. Ayrıca hasta, yaşlı ve engelli bireylerin sağlıklı ve nitelikli bir bakım alabilmesi için de bu mücadele verilmelidir.”
Hasta, yaşlı, engelli bakımı çocuk bakımı ile birlikte kadınların sorumluluğu olarak görülmeye devam ediyor. Sermaye devleti nasıl ki çocuk bakımını üzerinde bir yük olarak görüyorsa hasta, yaşlı ve engelli bakımını da bir yük olarak görüyor. Bu sorumluluktan kaçmak için bu işlerin aile içerisinde kadınların çözmesi gereken sorumluluklar olduğu algısını güçlendiriyor. Sonuç olarak çocuk bakımına göre çok daha ağır ve yıpratıcı bir sorumluluk olan ve profesyonel bakım gerektiren hasta, yaşlı, engelli bakımı genellikle aile içinde bir kadın tarafından karşılanıyor.
Hasta, yaşlı, engelli bireylerin bakımının büyük oranda aile bireyi bir kadın tarafından karşılanmasının özel bir devlet politikası olduğu söylenebilir. Sermaye devleti bunu “evde bakım modeli” olarak tanımlamaktadır. Bu durum “bireyin çevresi ile olan ilişkisini kuvvetlendirmek ve desteklemek” gibi söylemlerle gerekçelendirilse de asıl olarak devletin bu ihtiyaçlar için sunması gereken hizmetlerin maliyetlerini düşürmesi hedefleniyor. Ataerkil toplum yapısının etkisiyle pek çok kadın bu ağır sorumlulukları tek başına üstlenerek çalışma ve toplumsal yaşamın dışında kalmakta, hem hasta, yaşlı, engelli bireyler hem de bakan kişi açısından yıpratıcı süreçler yaşanmaktadır.
Sermaye devleti bu yöntemi meşrulaştırmak için “evde bakım maaşı” vermekle övünmektedir. Bu ücret son düzenlemelerle 7608 TL’dir. “Maaş” alabilmek için bakım alacak kişinin “ağır engelli” raporu olması ve “Engelli kişinin hane içinde kişi başına düşen gelirinin asgari ücretin üçte ikisinden az olması”, “Engelli kişinin 18 yaşından büyük olması” gibi şartlar bulunmaktadır. Dolayısıyla pek çok kadın “evde bakım maaşı” kapsamının dışında kalmaktadır. Maaşı alanlar ise güvencesiz bir yaşama sadaka denecek bir ücretle razı edilmeye çalışılmaktadır.
Belediyeler son yıllarda “evde bakım modeli”ni desteleyecek evde banyo, yara bakımı gibi bazı hizmetler sunmaktadır. Ancak bu hizmetler tıpkı maaş gibi pek çok şarta bağlanmaktadır. Gerçekleştiği kadarıyla da ihtiyacı karşılamanın çok gerisinde kalmakta, genellikle bu tarz hizmetlerin sürekliliği sağlanamamaktadır.
Hasta, yaşlı, engelli bireylerin bakımında başvurulan yöntemlerden bir tanesi de bakıcı ile bu sorunu çözmektir. Ancak orta ve üst gelir grubunun tercih edebileceği bu yöntemde de genellikle göçmen kadınlar, sigortasız, güvencesiz bir şekilde düşük ücretlerle çalışmaktadır. Çalışanların genellikle mesleki anlamda hasta, yaşlı, engelli bireylerin bakımında yetkin olmamaları ise bakımı alan kişiler açısından bir tehlike oluşturabilmektedir.
Hasta, yaşlı, engelli bireylerin bakımında en az tercih edilen yöntem ise huzurevi, bakım merkezi gibi merkezlerin kullanılmasıdır. Kamuya ait bu tarz birimler mevcut haliyle ihtiyacı karşılamanın çok gerisindedir. Bu tarz hizmetler genellikle yüksek ücretlerle özel sektör tarafından sunulmaktadır. Yüksek ücretlerin dışında “Hastamızı, yaşlımızı huzurevi-bakımevi köşelerine mi bırakacağız” gibi feodal ön yargılar ve iyi bakım verilemeyeceği korkusu da pek çok emekçi için hasta, yaşlı, engelli bireylerin bakımında huzurevi, bakım merkezi gibi seçenekleri devre dışı bırakmaktadır.
Hasta, yaşlı ve engelli bireylerin bakımında açığa çıkan tablo sorumluluğun kadınların üzerine yıkıldığını göstermektedir. Ayrıca açığa çıkan tablo bu bireylerin ihtiyaçlarını karşılamaktan, onların olabilecek en sağlıklı koşullarda toplumsal yaşama katılmalarını sağlamaktan da çok uzaktır. Tıpkı çocuk bakımında olduğu gibi hasta, yaşlı ve engelli bireylerin bakımını emekçi kadınların sorumluluğunda gören ataerkil bakış açısıyla mücadele edebilmek kadınların çalışma ve toplumsal yaşama katılabilmesi için bir ihtiyaçtır. Ayrıca hasta, yaşlı ve engelli bireylerin sağlıklı ve nitelikli bir bakım alabilmesi için de bu mücadele verilmelidir. Hasta, yaşlı ve engelli bireylerin sosyal, psikolojik, fiziksel ihtiyaçlarının bilimsel yöntemlerle ücretsiz ve nitelikli bir şekilde karşılanabileceği, 7/24 açık bakımevleri talebi başta emekçi kadınlar olmak üzere tüm işçi ve emekçilerin talebi olabilmelidir.