İşçilerin kurtuluşu kendi kollarındadır!

İşçi sınıfının seçim sürecinde yapması gereken, kendi istem ve talepleri uğruna mücadelesini büyüterek, düzenin karşısına kendi bağımsız gücüyle çıkmasıdır.

Seçim tarihine kısa bir süre kaldı. Ülke ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel krizler içinde debeleniyor. Bu krizlerin faturasını ise her zamanki gibi işçi sınıfı ve emekçiler ödüyor.

21 yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarı sanki hayatımızı enkaz haline getiren kendisi değilmiş gibi davranıyor. Hâlâ “büyük ve güçlü Türkiye”den, burada refah içinde yaşayan vatandaşlardan bahsederek, bizlerle adeta alay ediyor.

AKP-MHP gericiliğinin yerine geçmeye hazırlanan düzen muhalefeti ise gerçekliğe takla attıran vaatlerle biz işçi ve emekçilerin desteğini istiyor.

Ortada vaat çok! Ama hiçbiri hangi sorunumuzu nasıl çözeceğini, bunları ne kadar zamanda ve hangi kaynaklarla yapacağını ortaya koymuyor, koyamıyor.

Bütün yapabildikleri, yılların birikimi olan öfke ve tepkinin istismarına dayalı oy avcılığıdır. Toz pembe dünya hayallerini yaymaya çalışmaktır.

İşçi ve emekçilerin yaşadığı tüm sorunların kaynağında kapitalist sömürü düzeninin kendisi var. Bu sorunlar emeğiyle yaşayan milyonlarca işçi ve emekçi ile bir avuç sermayedar arasındaki uzlaşmaz çıkar karşıtlıklarından kaynaklanmaktadır.

Bir tarafta yoksulluk, sefalet, kölece çalışma ve yaşam koşulları, baskılar, grev yasakları, hak aramanın engellenmesi vb… Diğer tarafta büyüyen şirketler, kâr rekorları kıran holdingler, sayıları artan milyonerler, lüks ve safahat içinde yaşayan bir azınlık…
Bunlar yaşadığımız toplumun temel gerçekleridir. Ve hiçbir düzen partisinin bu gerçekliğe, onu üreten bu sömürü düzenine esaslı bir itirazı yoktur.

Uzlaşması mümkün olmayan bu sınıfsal karşıtlık yaşadığımız toplumun en temel gerçeğidir. Ve hiçbir seçim, bir partinin yerine diğerinin seçilmesi bu durumda değişikliğe yol açmaz.i

İşçi sınıfı ancak kendi örgütlenmesi ve mücadelesiyle haklarını geliştirebilir. Ve ancak bu mücadelelerin büyümesiyle bu sömürü düzeninden kurtulabilir.

Evet, AKP gitmelidir!

Bu herkesten önce, 21 yıllık AKP zulmünü doğrudan yaşayan işçi ve emekçilerin hedefi olmalıdır. Ama bir parça nefes alabilmek için bile duyulan AKP’den kurtulmak ihtiyacı başka bir düzen bloğunun dolgu malzemesi olmaya yol açmamalıdır. Zira bu, yılların ürünü olarak oluşmuş tepki ve birikimin heba edilmesi dışında bir anlam ifade etmez. Ve biz işçi ve emekçiler için yeni bir aldanmanın kapısını açar.

İşçi sınıfının sömürüden kurtulmasının da güncel yaşamda en küçük bir hak kazanımı sağlamasının da yolu kendi mücadelesinden geçmektedir.i

Seçimler tüm toplumun politik duyarlılığının artığı dönemlerdir. İşçi sınıfı ekonomik ve siyasal taleplerini yükseltmek için böyle dönemlerden faydalanmalı, ama bunu yaparken hiçbir düzen partisinin kuyruğuna takılmamayı başarmalıdır. Yoksa bizi bekleyen, Erdoğan’sız ya da AKP’siz bir sömürü düzeninden fazlası olmayacaktır. İşçilerin burjuva düzen partileri arasında bir “kurtarıcı” aramaları bugüne kadar sorunlarına çare olmamıştır, yarın da olmayacaktır.

İşçi hareketinin yıllarca gelişememesinin, bir güç haline gelememesinin temel nedenlerinden biri, kurtuluşu kendi kolları yerine şu veya bu düzen partisinde araması olmuştur.

Erdoğan’da cisimleşen ve işçi sınıfı açısından büyük yıkımlara yol açan tek adam rejiminden kurtulmak için dahi olsa başka bir düzen partisinin arkasında sıralanmak sadece yeni hayal kırıklıklarına yol açacaktır.

İşçi sınıfının seçim sürecinde yapması gereken, kendi istem ve talepleri uğruna mücadelesini büyüterek, düzenin karşısına kendi bağımsız gücüyle çıkmasıdır.

Çünkü işçi sınıfının kurtuluşu ancak kendi eseri olabilir.