Newroz, ezilen halkların mücadele ateşidir!

“Halkların bir arada kardeşçe yaşamasının yolu baskı ve zorbalıkla halkları buna mecbur kılmaktan değil, herkesin ötekinin hakkına ve hukukuna, özgünlüklerine ve kültürüne ve elbette haklı ve meşru siyasal istemlerine saygı gösterdiği bir gönüllü birliktelikten geçmektedir.”

Yüzyıllardır Ortadoğu ve Orta Asya’da birçok halk Newroz’u bir bayram olarak kutlamaktadır. Farsça kökenli olan Newroz kelimesi yeni gün anlamına gelmektedir.

Newroz, Kürt mitolojisinde Demirci Kawa öncülüğünde Asur Kralı zalim Dehak’a karşı isyan ateşinin yakıldığı günü temsil eder. Bu yüzdendir ki, on yıllardır başta Kürt halkı olmak üzere ezilen halklar için bir bayramdan ötesidir.

Her ülkenin egemenleri kendi sefil çıkarlarını tüm toplumun çıkarları olarak göstermekte, sınıf ayrımlarının üzerini örtmek ve yapay ayrımlar yaratmak için halklar arasındaki düşmanlıkları körüklemektedir. Hüküm sürdükleri sınırlar içinde sözde ortak çıkarlar, “tek dil-tek din-tek bayrak” söylemleri ile ekonomik ve siyasal hakimiyetlerine kılıf uydurmakta, egemenlikleri dahilindeki halkları yok saymaktadırlar.

On yıllardır Kürt halkına yönelik inkâr ve asimilasyon politikaları sermaye devletinin bilinçli bir tutumudur.

Türk-Kürt düşmanlığından beslenen, toplumu kutuplaştıran, işçi ve emekçilerin birliğini bozan bu politika sermaye iktidarının da ayakta kalmasını sağlamaktadır.

Tam da bu yüzden, sermaye iktidarı tarafından yaşamı köleleştirilen milyonlarca işçi ve emekçinin mücadelesi, emeğin özgürleşmesi için olduğu kadar halkların eşitliği ve kardeşliği için de yükseltilmelidir.

“İşçilerin birliği, halkların kardeşliği!” şiarına sahip çıkmak, hiçbir ayrım gözetmeksizin işçi ve emekçilerin ortak mücadelesini savunmaktır.

Bu ortak mücadeleler içinde halklar arasındaki düşmanlıkların son bulmasının zemini oluşacaktır. Elbette bu kendiliğinden olmayacaktır.

Halkların kardeşliğini savunmak, her türlü baskıya, ayrımcılığa karşı ortak tutum almayı gerektirir. Bizler şunu çok iyi biliyoruz ki, bu topraklarda Kürt halkına karşı yıllar boyunca inkâr politikası yürütülmüştür. Ulusal özgürlük ve eşitlik talepleri boğulmuştur. Yürütülen inkâr politikasına işçi ve emekçiler de ortak edilmiştir.

Artık bu durumu aşmanın zamanı gelip de geçmektedir. Halkların bir arada kardeşçe yaşamasının yolu baskı ve zorbalıkla halkları buna mecbur kılmaktan değil, herkesin ötekinin hakkına ve hukukuna, özgünlüklerine ve kültürüne ve elbette haklı ve meşru siyasal istemlerine saygı gösterdiği bir gönüllü birliktelikten geçmektedir. Acıları dindirecek barış içinde ortak bir yaşam ancak böyle inşa edilebilir.

Newroz, zalimlerin zulmüne karşı bir mücadele günüdür. O zaman işçilerin birliği halkların kardeşliği için haydi Türkü ile, Kürdü ile Newroz ateşini yakmaya!