Fabrika komitelerinin hızla inşasına girişilmesi ve fabrikalar arasında sendikalardan bağımsız bir koordinasyon kurulması gibi görevlerin hızla yerine getirilmesi gerekiyor. Bu görevlerin omuzlanmasında hem öncü metal işçilerine hem de öncü işçilerin örgütü olan Metal İşçileri Birliği’ne çok şey düştüğü açıktır.Metal işçisinin kazanmasının yolu birliğini güçlendirmesinden geçiyor.
Ekonomik krizin yükü ağırlaştıkça işçi ve emekçilerin tepkisi yükseliyor. Artan enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında düşen alım gücü, hak talepli eylemleri artırıyor. Eylül ayı itibariyle başlayacak MESS Grup TİS süreci öncesinde bu genel hareketliliğin yansımaları metal fabrikalarında da gözlemleniyor. Birçok metal fabrikasında işçiler sözleşme öncesi ek zam talebini dile getiriyor. Geçmiş TİS süreçlerinden farklı olarak taslakların hazırlanması bu kez neredeyse tüm fabrikaların önemli bir gündemi haline gelmiş durumda. Genelde sözleşme sürecinin sonlarında ortaya çıkan hareketliliğin bugünden yaşanması ve sergilenen canlılık, biriken öfke ve mücadele potansiyeline işaret ediyor.
Krizi fırsata çevirerek ucuz işçiliği genel bir uygulama haline getiren kapitalist patronlar ve saray iktidarı asgari ücreti ülkenin ortalama ücreti haline getirdi. Sendikalı işçilerin aldığı ücret dahi açlık sınırı dolayında.
Metal işçisini de kesen bu durum sözleşme görüşmeleri öncesinde yaşanılan hareketliliğin temel nedeni. Ücret artışı başta olmak üzere sosyal haklarda iyileştirme, vergilerin indirilmesi gibi bir dizi yakıcı talep yüksek sesle dile getiriliyor. Metal işçileri çalışma ve yaşam koşullarının oldukça gerilediği bu koşullarda artık gerileyecek yerinin olmadığını görüyor ve bir çıkış arıyor.
Tablo böyleyken, metalde yetkili sendikalara hâkim bürokratik yapı bildiğini okumaya devam ediyor. Metal işçilerinin gerçek taleplerini görmezden gelerek, metal kapitalistlerinin “makul” göreceği sınırlarda bir anlaşmayla süreci noktalamayı umuyorlar. Göstermelik ön hazırlık süreçleriyle işçileri mücadeleye hazırlamak yerine öfkesini dizginlemeye, kendi korku ve kaygılarını onlar üzerinde hâkim kılmaya çalışıyorlar. Ama bu sefer mızrak çuvala kolayca sığmayacak gibi görünüyor. Zira birçok veri metal işçilerinin taleplerinin net olduğunu ve işçilerin bu taleplerin yaşamsal öneminin farkında olduğunu gösteriyor.
Metal İşçileri Birliği’nin geçtiğimiz günlerde “Metal işçisi ne istiyor?” başlığıyla gerçekleştirdiği anket çalışmasının sonuçları bu söylediklerimizi doğruluyor. 120 fabrikadan 1013 işçinin katılımıyla gerçekleşen anket metal işçisinin gerçek taleplerinin ne olduğunu ortaya koyuyor. Yanı sıra haklarını ancak mücadele ile kazanabileceği konusundaki bilincini de yansıtıyor. Sözleşme sürecinin nasıl örgütlenmesi gerektiği, sendikal örgütlenmeye yaklaşım ve güven ilişkisine dair sorulara verilen cevaplar metal işçisinin geçmiş deneyimlerden çıkardığı dersleri gösteriyor.
Sözleşme sürecinde metal işçilerinin beklentisinin yüksek olduğu görülmektedir. Daha önemlisi ise ankete de yansıyan mücadele istek ve kararlılığıdır. Hem sözleşme süreci hem de ekonomik kriz karşısında işçilerin büyük bir bölümü mücadelenin kaçınılmaz olduğunu düşünüyor.
Bu açıdan yalnız metal kapitalistlerinin değil işçiyi mevcut kölelik düzenine rıza göstermeye zorlayan sendikal bürokrasinin de işi zordur. Ancak işçilerin taleplerinin net olması ile bu talepler uğruna mücadele etmesi farklı şeylerdir. Aynı şey sendikal bürokrasi konusunda da geçerlidir. Hâkim sendikal anlayışlara duyulan tepki ona karşı güçlü bir mücadelenin kendiliğinden ortaya çıkacağı manasına gelmiyor. Metal işçisinin dünden daha güçlü bir mücadele ortaya koyması gerekiyor. Daha güçlü bir mücadele ise ancak ona öncülük edecek örgütlülüklerle mümkün.
Fabrika komitelerinin hızla inşasına girişilmesi ve fabrikalar arasında sendikalardan bağımsız bir koordinasyon kurulması gibi görevlerin hızla yerine getirilmesi gerekiyor. Bu görevlerin omuzlanmasında hem öncü metal işçilerine hem de öncü işçilerin örgütü olan Metal İşçileri Birliği’ne çok şey düştüğü açıktır.Metal işçisinin kazanmasının yolu birliğini güçlendirmesinden geçiyor.