Birleşik Metal’de genel kurul süreçleri…

Birleşik Metal-İş Sendikası, önümüzdeki aylarda gerçekleşecek Genel Merkez Genel Kurulu öncesinde şube genel kurullarını tamamladı.

Sendikalar için genel kurul süreçleri önemlidir. Genel kurullar, eğer bir prosedürü yerine getirmek olarak görülmüyorsa, bir sendikanın geçmiş döneminin muhasebesinin yapılması, sonraki dönemin hedeflerinin ve mücadele programının çizilmesi açısından önem taşır.

Ancak ülkemizde geleneksel bürokratik çarka sahip sendikalarda işler böyle yürümüyor. Genel kurullar, sınıf mücadelesi adına geride kalan dönemin hata ve eksikliklerinin tespit edileceği, bundan gerekli sonuçların çıkarılacağı, sonraki dönemin hedef ve planlarının çıkartılacağı mücadele kürsüleri olmuyor. Bunun yerine diplomatik görüşmelerin ve delege hesaplarının ardından seçime endekslenmiş toplantılar olarak yaşanıyor.

Birleşik Metal-İş Sendikası şube genel kurulları da metal kapitalistleriyle sert bir mücadele arenası olan grup toplu iş sözleşmesi sürecinde gerçekleşiyor. Dolayısıyla gerek şube genel kurullarında gerekse de önümüzdeki süreçte gerçekleşecek Genel Merkez Genel Kurulu’nda ortaya konulacaklar metal işçilerinin hakları ve geleceği açısından önem taşıyor.

Ağırlıklı olarak “tek liste” ve ortak uzlaşı ile gerçekleşen şube genel kurullarında özellikle yönetici kademesindeki değişiklikler, Merkez Genel Kurulu’na da yansıyacak şekilde bir “değişim” havası estirdi. Bazı bölgelerde yakın dönem gerçekleşen direnişlerin etkisi de bunu ayrıca güçlendirdi. Kimi şube genel kurullarında ise bir kez daha koltuk kavgasına dayalı kısır ve kişisel tartışmalar ön plana çıktı.

Genel olarak estirilen olumlu havaya karşı şunu sormak gerekiyor: Geçmiş dönem muhasebesi yapmadan, metal patronlarına karşı verilen mücadelede kayıpların nedenlerine açıklık getirmeden, geride kalan yıllar içinde adım adım planlı şekilde sendika içindeki muhaliflere yapılan operasyonları sorgulamadan, genel kurula ilkelere dayalı birliklerle ve mücadele programları ile gitmeden sadece yönetim kademelerinin el değiştirmesi bir “değişim” anlamına gelir mi? Elbette ki hayır! Sorun kişilerin değişmesi değil, mücadele anlayışı ve kültürünün değişmesidir.

Çok büyük olasılıkla bu tablonun bir benzerini aralık ayında gerçekleşecek merkez genel kurulunda da göreceğiz. Yapılan tüm iç tartışmalara karşın “kol kırılır yen içinde kalır” denilerek güzellemeler eşliğinde bir görev değişikliği izleyeceğiz. Böylece kapalı kapıların ardında getirilen eleştirilen, yapılan ithamların bir karşılığı olmadığını, sendikal politika açısından ortada bir değişiklik olmadığını hep birlikte göreceğiz.

Metal işçisi için ihtiyaç olan halen geride kalan dönemin güçlü bir muhasebesinin yapılabilmesidir. Koltuk kavgası dışında bir mantığı varsa yönetim kademelerindeki değişikliklerin hangi tartışmaların ürünü olarak gündeme geldiğini ve önümüzdeki döneme ilişkin mücadele hedef ve planlarını güçlü bir şekilde tartışmadan gerçekleşen/gerçekleşecek genel kurullar kişiler değişse bile hâkim anlayışın halen sürmesi anlamına gelecektir.

Sendikalarımızın “değişime” ihtiyacı var. Ancak bunu “kişilerin değişmesinden” ibaret görmek, sorunların üstesinden atlamak anlamına gelir. Gerçek “değişim”, sendikalarda tabanın söz-yetki-karar sahibi olması ve geçmişin her türlü bürokratik-uzlaşmacı anlayışına neşter vurulması ile mümkündür.