Cumhuriyet işçilere ne verdi?

“Kısacası, yüz yıllık tarihi ile burjuva cumhuriyet işçi sınıfına burjuva devrimin temel değerleri anlamında bile hiçbir şey vermemiştir. İşçi sınıfı ne kazandıysa kendi mücadeleleriyle kazanmıştır. Elbette sorun bir yönetim biçimi olarak cumhuriyetin kendisi değildir. Çürümüş ve kokuşmuş burjuva cumhuriyettir sorun olan. İşçi sınıfı bu cumhuriyeti er ya da geç aşacak, onun yerine baskı, sömürü ve eşitsizliğin olmadığı, laiklik başta olmak üzere tüm ilerici değerlerin hakim kılındığı Sosyalist İşçi-Emekçi Cumhuriyetini kuracaktır. Kurtuluşunun yolu mevcut burjuva cumhuriyete sarılmaktan değil, onu yıkarak kendi iktidarını kurmaktan geçmektedir.”

Türkiye Cumhuriyeti 100. yılını geride bırakmaya hazırlanıyor. Cumhuriyet 100. yılına AKP iktidarı altında giriyor. 21 yıllık AKP iktidarı boyunca toplumu boydan boya kesen dikey kutuplaşma gerçeği, cumhuriyet tartışmalarının da “AKP gericiliğinin dinamitlediği cumhuriyet değerleri” tartışmalarının gölgesinde gerçekleşmesine yol açıyor.

AKP’nin ne olduğunu, neye ve kime hizmet ettiğini özenle gizleyen bu tartışma öyle bir noktaya varmış durumda ki, sanki insanlığın tüm ilerici değerlerini Kemalist cumhuriyet temsil ediyor!

Kemalist cumhuriyetin ilericiliği

Türkiye’de burjuvazi Milli Kurtuluş Savaşı üzerinden gelişen sınırlı bir burjuva devrimiyle hâkim güç haline geldi. Dağılan imparatorluğun kalıntıları içinden ağırlıklı olarak Türklerin ve Kürtlerin yaşadığı topraklarda tutunmayı başardı. Milli Kurtuluş Savaşı’nın zaferi, buna önderlik eden burjuva kadrolara çok özel bir güç ve inisiyatif kazandırdı. Bu sayede, o günün siyasal ve toplumsal yapısı içinde çok kolayından gündeme getirilemeyecek adımlar atıldı. Hanedanlık tasfiye edilerek cumhuriyet ilan edildi ve ardından halifelik kaldırıldı. Dini esaslara dayalı eğitime ve hukuka son verildi. Laik esaslara dayalı eğitim birliğine geçildi. Bunları başka bazı reformlar tamamladı.

Fakat tüm bunlar kapitalist gelişmenin önünü açmak için atılmış adımlardı. “Muasır medeniyet düzeyine çıkmak” hedefi, Kemalistler için modern bir kapitalist ülke olmak anlamına geliyordu.

Cumhuriyetin işçilere ilk armağanı: İnkar, baskı ve zorbalık

Modern kapitalist bir ülke kurma hedefini tamamlayan bir diğer adım ise yeni gelişen işçi sınıfına karşı tavırdı. Kurtuluş Savaşı ve onu takip eden yıllarda gelişmeye başlayan işçi hareketi daha başında Kemalist rejim tarafından sindirilmeye çalışıldı. Dönemin en güçlü işçi örgütü olan Amele Teali Cemiyeti ardı ardına gerçekleşen ve bir kısmı başarıyla sonuçlanan grevlerin ardından kapatıldı. Sendikacılar ve öncü işçiler uzun yılları bulan mahkumiyetlere çarptırıldı.

1925’te çıkarılan Takrir-i Sükûn Yasası’nın temel amaçlarından biri de gelişmeye başlayan işçi sınıfının örgütlenmesinin önüne geçmekti.

Cumhuriyetin kurucu partisi olmakla övünen CHP’nin çok övündüğü “halkçılık” ilkesi daha o zaman sınıfların reddi üzerine inşa edildi. 1936 yılına kadar bu görüşten hareketle bir çalışma yasasından dahi mahrum bırakıldı işçi sınıfı. Sendikal örgütlemelere ancak 1946 yılında izin verildi ama grev ve toplu sözleşme hakkı yasaktı. 1961 Anayasası’nda kendisine yer bulan grev hakkını bile ancak Kaveller sayesinde kullanmayı başardı işçi sınıfı. Yine ‘60’larda Profilo’da, Demirdöküm’de, Kozlu’da, Gamak’ta devletin dipçiğini ve kurşununu ensesinde hissetti. 15-16 Haziran’da burjuvazi “Kaçın, işçiler geliyor!” diyerek ülkeyi terk etmeye hazırlanırken, işçi sınıfının önüne barikatlarla dikilen burjuva cumhuriyetin ordusuydu. ‘70’li yıllarda siyasallaşan işçi hareketinin karşısında sahaya sürülen ülkücü çeteleri eğitip donatan da yine aynı cumhuriyetti. İlk işi grevleri yasaklamak ve sakıncalı gördüğü sendikaları kapatmak olan 12 Eylül Askeri Darbesi de zaten cumhuriyeti kurtarmak için yapılmıştı.

Kısacası, yüz yıllık tarihi ile burjuva cumhuriyet işçi sınıfına burjuva devrimin temel değerleri anlamında bile hiçbir şey vermemiştir. İşçi sınıfı ne kazandıysa kendi mücadeleleriyle kazanmıştır. Elbette sorun bir yönetim biçimi olarak cumhuriyetin kendisi değildir. Çürümüş ve kokuşmuş burjuva cumhuriyettir sorun olan. İşçi sınıfı bu cumhuriyeti er ya da geç aşacak, onun yerine baskı, sömürü ve eşitsizliğin olmadığı, laiklik başta olmak üzere tüm ilerici değerlerin hakim kılındığı Sosyalist İşçi-Emekçi Cumhuriyetini kuracaktır. Kurtuluşunun yolu mevcut burjuva cumhuriyete sarılmaktan değil, onu yıkarak kendi iktidarını kurmaktan geçmektedir.