Bu pazar Kanlı Pazar…

“Dün Amerikan emperyalizmini kutsayan ve 6. Filo’yu protesto eden gençlere saldıranlar, bugün iktidar dümeninde saldırılarını sürdürüyorlar. Emperyalizme uşaklıkta da dünü aratmayacak bir yerde duruyorlar.”

16 Şubat 1969’da sermaye devleti Amerikan emperyalizmine sadakatini göstermek için kanlı bir katliama imza attı. İki işçinin öldürüldüğü, 200’e yakın kişinin yaralandığı o gün tarihe “Kanlı Pazar” olarak kazındı.

Ne oldu?

‘60’lı yıllardan itibaren dünya genelinde sol dalga ve anti-emperyalist tepkinin yükselmesi Türkiye’de de karşılık buldu. Amerikan emperyalizmi ve savaş örgütü NATO’nun mazlum halklara karşı yürüttüğü kirli savaşlara tepkiler yükselmeye başladı. Bu tepkilerin yöneldiği sembollerden biri de Amerika’nın bölgedeki askeri gücünün sembolü olan 6. Filo oldu.

‘68 Temmuz’unda 6. Filo Dolmabahçe limanına demir attığında, daha kitlesel tepkilerle karşılandı. İTÜ Gümüşsuyu yerleşkesi karşısındaki otelde kalan ABD askerleri ile öğrenciler arasında çıkan kavgada polis öğrencilere azgınca saldırdı. Gece saatlerinde ise öğrencilerin yurtlarını bastılar. ABD’ye uşaklıklarını kanıtlamak için Vedat Demircioğlu’nu 4. kattan atarak katlettiler. Ertesi gün Vedat Demircioğlu’nun katledilmesini ve 6. Filo’yu protesto etmek için Dolmabahçe’ye yürüyen öğrenciler ve işçiler Amerikan askerlerini denize atarak “yankee go home” sloganlarını yükselttiler.

1969 Şubat’ında 6. Filo tekrar Türkiye’ye gelerek Dolmabahçe’ye demir attı. Çok sayıda gençlik ve işçi örgütü 6. Filo’yu protesto etmek için ortak programlar oluşturdular. Birçok kentte paneller, söyleşiler, yürüyüşler planlandı. İstanbul’da valiliğe miting başvurusu yapıldı. Sermaye devleti ve organize ettiği dinci-gerici güruh da mitingi kana bulamak için günler öncesinden hazırlıklara başlamıştı. 16 Şubat’ta devletin tüm kurumlarının parçası olduğu provokasyon ve katliam planı hayata geçirildi.

Katliam nasıl hazırlandı?

6. Filo Türkiye’ye gelmeden dönemin burjuva gazeteleri Amerikan emperyalizmini öven, protestoya hazırlanan gençlik ve işçi örgütlerini hedef alan haberler yapmaya başlar. Açıkça katliam ve cihad çağrıları yükseltilir. “Komünistlere ölüm!” çağrıları manşetlere taşınır. ABD’yi dost ve müttefik ilan eden, protesto edenleri hedefe alan haberler günlerce sürdürülür.

Aynı günlerde Türkiye Komünizmle Mücadele Derneği (TKMD) ve Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) toplantılar yaparak, katliam hazırlıklarına girişirler. 14 Şubat’ta MTTB ve TKMD üye ve yöneticilerinin katıldığı toplantıda konuşan İlhan Darendelioğlu, “Pazar günü komünistler miting yapacak. Biz bu mitingde savaşacağız. Silahı olan silahıyla, olmayan baltasıyla gelsin” çağrısı yapar. İçişleri Bakanı Faruk Sükan, dönemin valisi Vefa Poyraz, Adalet Partisi hükümetinin tüm yetkilileri katliam hazırlıklarının doğrudan parçasıdırlar. Günler öncesinden marangoz ve demircilere sopa vb. hazırlatırlar. Çevre kentlerden gerici güruhlar İstanbul’a taşınarak katliam için organize edilirler. Katliam hazırlıklarıyla ilgili meclise sunulan önergeler reddedilir.

16 Şubat: Secdesi 6. Filo olanlar saldırıya geçtiler

16 Şubat günü devrimci-ilerici gençlik örgütleri ve işçiler miting için Beyazıt’ta toplanır, Taksim’e doğru yürüyüşe geçerler. Aynı sabah erken saatlerde gerici güruh da Beyazıt ve Dolmabahçe camilerinde toplanmaya başlamıştır. Sabah yüzlerini 6. Filo’ya dönerek namazlarını kılarlar. “Müslüman Türkiye!” ve “Cihad” sloganlarıyla, ellerinde sopalar ve silahlarla bekleyişe geçerler.

Saldırı esnasında birbirlerine zarar vermemeleri için her birine mavi kurdele dağıtılır. Taksim Meydanı çevresi polis ve gerici güruh tarafından sarılır. Yürüyüş kolunun bir kısmı alana ulaştığında, polisler kitleyi gerici güruhun olduğu yere doğru yönlendirir. Yürüyüş kolunun bir kısmı içeri girer girmez polis barikatı kapatılır. İçerde kalan kitleye bıçak, demir sopa vb. ile saldırı gerçekleştirilir. Polislerin de dahil olduğu saldırıda işçi Duran Erdoğan ve memur Ali Turgut Aytaç katledilir. 200 kişi yaralanır.

Ertesi gün yayınlanan gazetelerde Duran Erdoğan ile Ali Turgut Aytaç’ın bıçaklanmasını ve polislerin de saldırının parçası olduğunu belgeleyen görüntülere yer verilir. Buna rağmen dönemin içişleri bakanı ve valisi bu planlı katliamı “halk hassasiyeti” olarak lanse eder. Kimseye ceza verilmez, katliamla ilgili belgelerin yayınlanmasının önüne geçilir.

Katiller tanıdık ve Amerika’ya hizmeti sürdürüyorlar

Kanlı Pazar saldırısını gerçekleştiren kitleyi organize edenlerin önemli bir kısmını bugünün kuşağı da tanıyor.  Bunlardan en bilinenleri Fettullah Gülen, Abdullah Gül, Yaşar Okuyan, Dönemin MTTB Başkanı İsmail Kahraman, Bülent Arınç gibi “önemli” simalar…

Dün Amerikan emperyalizmini kutsayan ve 6. Filo’yu protesto eden gençlere saldıranlar, bugün iktidar dümeninde saldırılarını sürdürüyorlar. Emperyalizme uşaklıkta da dünü aratmayacak bir yerde duruyorlar.