“Emekçilerin gözü Taksim’de olacak!”

2024 1 Mayıs’ına giderken 2024 1 Mayıs Taksim Platformu sözcüsü Muhammed Hizmetçi ile konuştuk…

2024 1 Mayıs’ının Taksim’de kutlanması için çağrı yaptınız. 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasının tarihsel ve politik önemi nedir?

2024 1 Mayıs’ını yaşadığımız topraklarda açlığın, yoksulluğun, işsizliğin ve geleceksizlik gibi toplumsal sorunların derinleştiği bir ortamda karşılıyoruz. Aynı zamanda yaşadığımız topraklarda, Ortadoğu’da ve dünyada emperyalist saldırganlığın yükseldiği ve yıkım savaşlarının derinleştiği bir dönemdeyiz. Emperyalist-kapitalist sistem çökerken dünya halklarının ve Türkiye işçi sınıfının, Kürt halkının, emekçi kadınların sokaklara aktığı bugünlerde, 1 Mayıs küresel çapta işçi sınıfının sermaye egemenliği ile hesaplaşma ve sınıf savaşımını yükseltme gününe dönecektir. Bu anlamda yaşadığımız topraklarda 1 Mayıs işçilerin, emekçilerin kendi talepleriyle sokaklara akacağı bir gün olacak ve emekçilerin gözü Taksim’de olacak. Çünkü 1976 1 Mayıs’ından başlayarak 1977 katliamında 34 işçinin katledildiği 1980 darbesine kadar devasa gösterilerin olduğu, işçi sınıfının orayı zapt ettiği bir gündü 1 Mayıs. 80’li yıllardan 90’lara ve oradan bugüne kadar işçi sınıfının ileri bölükleri ve devrimci güçleri tarafından asla terk edilmeyen Taksim, işçi sınıfının bedeller ödediği Kızıl Meydanı’dır. 2013’te halklarımız ayağa kalktığında ilk koştukları yer, yine bu toprakların devrim meydanı olan Taksim’di. Çünkü o dönem Tahrir artık Taksim olmuştu. Bu yüzden işçi sınıfının belleğinden Taksim Meydanı’nı silemezsiniz, milyonlarca işçi, emekçi özgürlüğün, bir araya geldiğinde her şeyden daha güçlü olmanın ne demek olduğunu Gezi’de yaşadılar. 1 Mayıs’ın adresi Türkiye işçi sınıfının ve emekçi halklarımızın devrim meydanı olan Taksim’dir! Bu anlamda 2024 1 Mayıs’ında işçi sınıfının kolektif belleği ve mücadele mirası olan Taksim hem tarihsel hem de politik olarak oldukça önemlidir. Sermaye iktidarı yasal 1 Mayıslar ve ardından gelen Gezi Ayaklanması ile yaşadığı korkuyu gizleyebilmek için Taksim’i yasaklayıp 1 Mayıs’ın etkisini, devrimci özünü kırmaya çalışsa da başarılı olamıyor. Bu yıl milyonlarca emekçinin istek, özlem ve öfkesinin birleşeceği adres yine Taksim meydanı olacaktır, milyonların yüzü Taksim’de gösterilecek mücadelelere dönecektir. Çünkü bugün sermaye egemenliğinin ve faşizmin saldırganlaştığı bu süreçte, kazanılmış işçi haklarının dahi geri alınıp ücretli köleliğin toplumun geniş kesimlerine dayatıldığı bugünlerde, yolu açacak olan güçlü devrimci çıkışlardır. Bu yıl Taksim’e yüzlerin yeniden dönmesi sermaye ile hesaplaşma isteğinin güçlü olmasından dolayıdır.

Taksim 1 Mayıs Platformu’nun yanısıra DİSK, KESK, TTB, TMMOB Taksim’e çağrı yaptılar. Bu çağrıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu yıl devrimci, sosyalist güçler Taksim hedefini mart ayının sonundan itibaren ilan ettiler ve 2024 1 Mayıs Taksim Platformu bünyesinde bir araya geldiler. Platform bileşeni olmasa da süreç içinde başka sol, sosyalist çevrelerin ve DİSK, KESK, TTB, TMMOB gibi emek örgütlerinin ve bağımsız mücadeleci sendikaların da Taksim çağrıları kamuoyunda duyuruldu. 2015’ten bu yana Taksim hedefinden vazgeçilmiş olması ve mitinglerin işçi sınıfının mücadele ederek, büyük bedellerle kazandığı Taksim’den başka yere taşınması büyük bir geri adımdı. Süreç içinde bu geri adımın 1 Mayıs’ın birleşik, devrimci, militan ruhunu öldürdüğünü, sermaye ile bir mücadele ve savaş gününden ziyade mitinglerin piknik havasında geçtiği gibi üzücü görüntüler ortaya çıktı. Bu tarzın kendisi toplumsal mücadelenin önünü açmak bir yana, daha geriye düşen bir tarzdaydı. Ancak devrimci güçlerin her şeye rağmen yıllardır süren Taksim ısrarının bu yıl sonuç verdiğini görüyoruz, bununla birlikte işçilerin ve tabanın baskısıyla bu yıl büyük konfederasyonlar, meslek örgütleri de hedef olarak Taksim’i göstermiş durumda. Sermayenin Taksim Meydanı’nı çeşitli yalanlarla yasaklaması her yıl karşılaştığımız bir durumdu. Ancak işçilerin bu yıl yasaklara karşı birleşik, kitlesel ve militan bir tarzda yan yana gelecek olması, kendi talepleriyle birlikte Taksim’in açılmasını talep etmesi politik anlamda önemli bir adımdır ve devrimci güçler tarafından desteklenip, büyütülmelidir. Ancak burada DİSK’e kısa bir parantez açmak istiyorum. DİSK başından beridir bu süreci diğer konfederasyonlar, bağımsız mücadeleci sendikalar ve devrimci, sosyalist güçler ile örgütlemek bir yana, sürecin en başından bu yana bir sermaye partisi olan CHP ile kol kola girerek ve uzlaşı arayışları ile örgütlemeye çalışarak bu süreci zayıflatmıştır. Buna karşı KESK’in tüm sol, sosyalist güçlere bir arada hareket etmek için çağrıda bulunması bu anlamda değerlidir ve önemlidir. 1 Mayıs sadece konfederasyonlar için değil, işçi sınıfının tüm bölükleri, ücretli emekçiler ordusu ve ezilenler açısından önemlidir. Bu anlamda işçi sınıfının politik kurtuluşunu savunan, bunun için mücadele eden devrimci güçlerle yan yana gelmek günün yakıcı ihtiyacıdır. 1 Mayıs’ın özü birleşik, kitlesel ve işçi, emekçilerin en geniş kesimlerinin mücadeleci bir tarzda katıldığı, sermaye egemenliğine ve faşizme karşı gücünü gösterdiği bir biçimde gerçekleşmelidir. Bu yüzden yasakların delinmesi güçlü bir fiili mücadele ile mümkün olacaktır.

İşçi ve emekçilere çağrınız nedir?

Son olarak tüm işçi, emekçilere, sesimizin ulaştığı herkese, kapitalizmin yarattığı emek cehenneminde yaşamak zorunda kalan işçi emekçilere, geleceksizlikle, gerici eğitimle boğuşan gençliğe, yaşamın her yanında ezilen, ikinci sınıf insan olarak görülen, emeği görünmez kılınan emekçi kadınlara, faşizmin politik baskılarına ve saldırılarına uğrayan başta Kürt halkı olmak üzere tüm güçlere geleceği kazanmak, sermaye egemenliğini yıkmak için 1 Mayıs’ta Taksim’e çağırıyorum.