DİSK bürokratlarının CHP sevdası

“İşçi sınıfının tarihsel hafızasında silinmeyen bir yeri olan Taksim elbet kazanılacak. Ancak 2024 1 Mayıs’ı bir kez daha tüm açıklığı ile gösterdi ki, Taksim barikatları, kâğıt parçaları ya da burjuva siyasetinin çatlaklarında dümen kırarak değil, işçi sınıfının ve ilerici-devrimci güçlerin kararlı ve militan mücadelesi ile parçalanacaktır. 2024 1 Mayısı yalnız devlet terörüne, düzen muhalefetine göre sınıf mücadelesine ayar vermeyi maharet sayan tutumlara değil barikatların üstüne üstüne yürüyen devrimci iradeye de tanık olmuştur. Bu iradenin büyütülüp sınıfın geniş kitlelerine mal edilmesi günün en temel görevidir.”

31 Mart yerel seçimlerinin hemen ardından KESK 1 Nisan’da, DİSK ise 2 Nisan’da Taksim kararlarını deklare ettiler. Ancak geçtik iş yeri ve fabrikalara dayanan etkin bir çalışma örgütlemeyi, daha öncesinden Taksim’i politik bir hedef olarak tanımlayan ilerici-devrimci güçlerle yan yana gelmekten bile kaçındılar.

Önce DİSK ile ortaklaşmaya çalışan, ama kendine göre hesapları olan DİSK’ten beklediği tavrı göremeyen KESK, Taksim’e doğru başka bir yürüyüş kolu açma iddiasıyla, bu kez ilerici-devrimci güçlerle yan yana geldi. Baştan beri DİSK’in ne diyeceği ne yapacağı gölgesinde yaşanan toplantılar oldu bunlar. Son toplantıda bir anda ayrı kol iddiası ortada bırakıldı ve bütün bileşenler Saraçhane’ye yönlendirilmeye çalışıldı.

Gerçek bir Taksim iradesi, sadece tarihsel ve simgesel anlamı bakımından değil, işçi sınıfını bekleyen geniş kapsamlı sosyal yıkım saldırılarına güçlü bir yanıt üretmek için de önemliydi. Bu yanıyla, işçi sınıfının bilinç ve örgütlülüğünü geliştirmeye hizmet eden, kararlılığını ve direncini perçinleyen bir şekilde örgütlenmek zorundaydı.

Ne var ki özellikle DİSK’in tepesini tutan bürokrat takımı için “Taksim iradesi”, hiç de şaşırtıcı olmayan bir şekilde, bir sınıf tutumunun değil ama burjuva siyasetinin çatlaklarında oynayan bir işgüzarlığın yansıması oldu.

DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, 2023 1 Mayıs’ında, 2024 yılında Taksim’de olacaklarını söylemişti. Bunun gerisinde 14 Mayıs 2023 seçimlerinin sonuçlarına bağlanan büyük umutlar vardı. Seçim sonuçları bu umutları boşa çıkardı. Neyse ki imdada önce Aralık 2023 tarihli Taksim konulu AYM kararı ve ardından 31 Mart yerel seçim sonuçları yetişti. Böylece DİSK bürokratları, bir ellerinde 2014 1 Mayıs’ında devletin orantısız şiddetini eleştiren AYM kararı ve diğer ellerinde karanfillerle, Taksim’e yürüyeceklerini ilan etme gücü bulabildiler.

Gerçekten de Çerkezoğlu ve DİSK bürokratlarının bir elinde AYM kararı vardı. Ama 1 Mayıs 2024’te yaşananlar bir kez daha gösterdi ki, DİSK bürokratlarının diğer elinde 1977’te katledilenlerin anısına taşınan karanfiller yoktu. Onlar o karanfilleri bir köşede bırakıp böylece boşta kalan elleriyle CHP’nin elini tutmayı tercih ettiler.

Öylesine ki CHP’nin yeni başkanı Özgür Özel, gerekirse kendilerinin görev alıp alana 1 Mayıs gündemini içermeyen hiçbir pankartın girmesine izin vermeyeceklerini söyleme cüretini kendinde bulabildi. Taksim’e kitlesel olarak olmuyorsa sembolik olarak 1977 kişiyle girilmesi için devletle pazarlık yapabildi.

Açık ki ona bu cüreti veren, 1 Mayıs’ı işyerlerine dayanan güçlü bir çalışma ve bir sınıf iradesi ile örgütlemek yerine pazarlık ve uzlaşma siyaseti ile örgütlemeyi tercih eden DİSK bürokratlarıydı.

Sonuçta sendika bürokratları payına ortaya çıkan tablo bir ibret belgesi olarak tarihe geçti. CHP kodamanları polisle yapılan pazarlıkların ardından arabalarına atlayıp alandan uzaklaşırken, DİSK bürokratları ise ellerinde AYM kararının yazılı olduğu bir kâğıt parçası ile kalakaldılar. Bir kâğıt parçasının ise alanda toplanan binlerce işçi ve emekçinin karşısına gerçek bir egemen sınıf tutumu ile dikilen devlet barikatını aşmaya yetmeyeceği açıktı.

İşçi sınıfının tarihsel hafızasında silinmeyen bir yeri olan Taksim elbet kazanılacak. Ancak 2024 1 Mayıs’ı bir kez daha tüm açıklığı ile gösterdi ki, Taksim barikatları, kâğıt parçaları ya da burjuva siyasetinin çatlaklarında dümen kırarak değil, işçi sınıfının ve ilerici-devrimci güçlerin kararlı ve militan mücadelesi ile parçalanacaktır. 2024 1 Mayısı yalnız devlet terörüne, düzen muhalefetine göre sınıf mücadelesine ayar vermeyi maharet sayan tutumlara değil barikatların üstüne üstüne yürüyen devrimci iradeye de tanık olmuştur. Bu iradenin büyütülüp sınıfın geniş kitlelerine mal edilmesi günün en temel görevidir.