Unutulmamalıdır ki sınıf hareketinin bugün kendi yolunu bulamamasında en önemli etkenlerden biri sürekli sandıktan çözüm beklemek olmuştur. Oysa mücadele olmadan sadece sandıktan çözüm beklentisi işçi sınıfı ve emekçileri bu düzene bağlamanın en önemli aracıdır. İşçi sınıfı aynı hataları tekrar tekrar yapmamalıdır.
Yerel seçimlerden birinci parti olarak çıkan CHP, önce “normalleşme” süreciyle iktidarla bağ kurmaya çalıştı. Ancak halkın yaşanılan yıkıma olan tepkisi büyüdükçe iktidar ve muhalefet arasındaki köprüler atıldı. İktidar sıkışıp ülkeyi yönetemez hale geldikçe muhalefet daha çok erken seçim çağrısı yapar oldu. Oysa CHP başlangıçta, yaşanılan ekonomik krizin ve uluslararası gelişmelerin AKP’yi iyice yıpratacağını bu arada kendisinin hem ülke kapitalistlerine hem de emperyalist güçlere güven verebileceğini hesap ediyordu. Bu arada sıkışan iktidarın bazı taleplerini karşılamak zorunda kalacağı umuluyordu. Öyle olmadı. Sermayenin iki koçbaşı partisi, birinin normalleşme ötekinin yumuşama diye adlandırdığı sürecin anlam ve sınırları konusunda bile anlaşamadılar.
Saray iktidarı yaşanılan ekonomik krizin bütün yükünü işçi sınıfının sırtına yıkmayı sürdürdü. Öte yandan ise baskı rejimi uygulamalarına azgınca devam etti. Kayyımlar, operasyonlar, tutuklamalar, sansür uygulamaları birbirini izledi.
CHP’nin ve diğer muhalefet partilerinin bu tablo içinde dillendirmeye başladığı erken seçim çağrıları ise gerçekçi bir mücadele talebi haline gelmedi. Olası bir erken seçimin tamamen meclis aritmetiğine bağlı olduğu ve bu aritmetiğin de iktidar tarafından belirlendiği yerde bu kaçınılmazdı da… Halen durum budur. Muhalefet gerçekçi bulmadığı halde mecburen erken seçim istemekte ancak bunun için AKP’yi ikna etmek dışında bir yönelime asla girmemektedir. AKP iktidarı ise kendi istediği koşullar oluşmadan bu fikre kapalıdır.
Bu tabloya rağmen sorunlardan kurtulmanın yolunun AKP’den kurtulmaktan geçtiğini, bunun da bir erken seçimle mümkün olduğunu düşünen insan sayısı da halen azımsanmayacak düzeydedir.
Böyle düşünenlerin ilk sormaları gereken soru “erken seçim mümkün müdür”den önce “AKP iktidarından seçimle kurtulmak mümkün müdür?” olmalıdır.
Önemli bir zayıflama yaşayıp ve çıkışsızlık içinde olsa da AKP yargıdan emniyete, ordudan maliyeye devletin tüm olanaklarını elinde bulunduran bir partidir. Bu hali ile AKP’ye seçim kaybettirmek sanıldığı kadar kolay değildir. Dahası bu olsa bile AKP’nin iktidarı kolayca teslim edeceğini düşünmek de bir yanılgıdır.
Bunun kadar önemli olan diğer bir konu AKP’nin yerine iktidara gelmeye aday olan CHP’nin işçi ve emekçilerin sorunlarına ne kadar çare olacağıdır. Baştan aşağıya bir sermaye partisi olan CHP’nin ekonomik programı Mehmet Şimşek’in bugün uygulamaya çalıştığı programdan esas olarak farklı değildir. Düzenlediği mitinglerde, yaptığı açıklamalarda sürekli emekçilerin sorunlarını dile getirir görünen CHP yönetiminin tek beklentisi bu sorunlardan sandıkta oy devşirmektir. CHP’nin işçi sınıfı ve emekçilere neyi reva gördüğünü görmek isteyenlerin, yakın zamanda ardı ardına Genel-İş Sendikası’nın iş birliği ile imzalanan belediye toplu sözleşmelerine bakması yeterlidir.
Aynı şekilde tek başına iktidara gelmesi zaten zor olan CHP’nin özgürlüklerden yana söylemlerinin de sözde kalacağı da rahatlıkla söylenebilinir.
AKP’nin istediği koşullar oluşmadan bir erken seçim kararı almaya zorlamanın yolu halkın tepkisinin eylemliliğe dönüşmesinden geçer. Oysa CHP kendi pasifist çatısı dışında gerçekleşecek her türlü kararlı mücadeleden en az AKP kadar korkmaktadır. Halkı sokaklardan uzak tutmak CHP’nin değişmez politikasıdır.
Bu nedenlerle çözümü kurulu düzenin temsilcisi partilerden ve onun seçim sandığından beklemek yerine, yapılması gereken mevcut tepkiyi sınıfın örgütlü ve birleşik mücadelesini örgütlemek için değerlendirmektir. Unutulmamalıdır ki sınıf hareketinin bugün kendi yolunu bulamamasında en önemli etkenlerden biri sürekli sandıktan çözüm beklemek olmuştur. Oysa mücadele olmadan sadece sandıktan çözüm beklentisi işçi sınıfı ve emekçileri bu düzene bağlamanın en önemli aracıdır. İşçi sınıfı aynı hataları tekrar tekrar yapmamalıdır.