“…Ve elbette ki, sevgilim, elbet,
Dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,
Dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle: işçi tulumuyla
Bu güzelim memlekette hürriyet…”
Yaşamını eşit, özgür ve sömürüsüz bir dünya uğruna mücadeleye adayan, işçi sınıfının büyük şairidir Nazım Hikmet… 15 Ocak 1902 Selanik doğumludur. Genç yaşlarında edebiyat ve şiirle uğraşır, gene genç yaşlarda siyasal mücadeleye atılır. Türkiye’nin değişik yerlerinde siyasal faaliyetlerde bulunur.
Defalarca tutuklanır. Ne bu tutuklamalar ne de çok sevdiği vatanından ayrı düşmek zorunda bırakan sürgün yılları onu inanç ve mücadelesinden alıkoyabilir. Yazdığı şiirler dünyanın dört bir yanında dilden dile aktarılır.
O sanatını işçi sınıfının ve tüm ezilenlerin silahına dönüştürür. Bundan dolayıdır ki, işçiler ve emekçi halklar direnişlerinde Nazım’ın şiirlerini okur, oyunlarını oynarlar. Fakat sanatından ve şiirinden korkanlar da vardır. Çünkü o işçilere eşit ve özgür bir dünyanın mümkün olduğu umudunu taşımaktadır.
Sermaye düzeninin temsilcileri işçi sınıfının devrimci şairi Nazım Hikmet’i “vatan hainliği” ile suçlar. Tıpkı sömürüsüz bir dünya için mücadele eden devrimcilerin, hakkını arayan öncü işçilerin “terörist” suçlamasına maruz kaldığı gibi… Ama Nazım gerçek hainlerin kimler olduğunu tüm açıklığıyla ortaya serer:
“… Vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.”
Nazım Hikmet hayatı boyunca bu sömürü düzeninin efendileri tarafından hedef tahtasına çakılır. Çünkü o yalnızca bir şair değil sınıf mücadelesinin bir neferidir aynı zamanda. Şiirleri ve kitapları yasaklanır. Tüm baskılara rağmen o mücadele etmeye, işçi sınıfının şiirlerini yazmaya devam eder. Sürgün-mahpus yıllarından sonra geriye kalan yaşamını işçi sınıfının iktidarda olduğu Sovyet topraklarında sürdürür. 3 Haziran 1965’te Moskova’da hayata veda eder. Geriye direnişlerde, grevlerde, mücadele alanlarında dillerden düşmeyen şiirleri kalır.
İşçi sınıfının ve kavganın büyük şairi Nazım Hikmet’i 121. yaşında saygıyla anıyoruz…