“Doğal bir felaketin kapitalist bir düzende nasıl büyük bir faciaya dönüşebileceğini bir kez daha yaşayarak gördük. Bilimsel gelişmelerin sağladığı teknolojik imkânlar, yapılması gereken ön hazırlık planları depremin hasarlarını en aza indirebilirdi. Oysa böyle olmadı.”
Ülke tarihinin en büyük depremlerinden birini yaşadık. Resmi rakamlara göre 30 binden fazla insanımız hayatını kaybetti. 80 binden fazlası yaralandı. Milyonlarcası evsiz kaldı. Enkaz altındaki onbinlerce kişi bu rakamlara dahil değil.
Doğal bir afetin kapitalist bir düzende nasıl büyük bir faciaya dönüşebileceğini bir kez daha yaşayarak gördük. Bilimsel gelişmelerin sağladığı teknolojik imkânlar, yapılması gereken ön hazırlık planları depremin hasarlarını en aza indirebilirdi. Oysa böyle olmadı.
Böyle olmadı zira, kapitalist açgözlülüğün ve kural tanımazlığın karakteristik örneği alan AKP iktidarı, uyguladığı politikalarla bu katliama açıkça davetiye çıkardı. Bilim insanlarının ve ilgili kurumların tüm uyarı ve önerilerine kulaklar tıkandı. Birçok kurum tarafından ortaya konulan deprem ve risk analizleri göz ardı edildi. Çıkartılan imar aflarıyla sağlıksız yapılanma teşvik edildi. İnşaat sektörünün gücü ile övünen AKP iktidarı, her türlü denetim mekanizmasını etkisizleştirecek uygulamalara kapı açtı. Ve ranta dayalı imar planlarıyla, bilimi hiçe sayarak yapılan inşaatların bedelini bir kez daha emekçiler ödedi. 1999 depreminde de benzer nedenlerle büyük bir yıkım yaşanmıştı. Aradan geçen zamanda önlem almak bir yana, önemi şimdi daha iyi anlaşılan deprem toplanma alanları dahi imara açıldı.
Deprem sonrası yaşananlar, daha büyük acıları hafızalarımıza kazıdı. Büyüklüğü ile övünülen devlet ve onun her yanını saran AKP iktidarı milyonlarca kişiyi kendi kaderiyle baş başa bıraktı. Bir türlü yerine ulaşamayan kurtarma ekipleri, yaşanan felaketin düzeyini saklamaya çalışmak dışında bir işe yaramayan bakanlar, ilk sözü bir kez daha toplumu tehdit etmek olan bir cumhurbaşkanı… Yönetme becerisini çoktandır kaybetmiş, tek amacı kendi çöküşünü engellemek olan AKP iktidarı milyonlarca emekçinin üstüne çökmüştür.
Deprem değil siz öldürüyorsunuz!
Evet, deprem bir doğa olayıdır. Bugünkü bilimsel gelişme düzeyinde dahi önüne geçilmesi mümkün değildir. Ama cevaplanması gereken soru şudur: Devletin bütçesini kendi yandaşlarıyla yiyenler, yolsuzluklarla büyüyenler, çürük binaları yapanlar, bunlara oturma izni verenler, deprem vergisi adı altında toplanan paraları iç edenler, arama-kurtarmada ayrımcılık yapanlar, halkı aç ve soğukta bırakanlar varken, deprem midir bu ağır felaket tablosunun sorumlusu?
Acı içindeki vatandaşına çadır bile götüremeyen ama itibardan tasarruf etmeyenler varken, deprem midir esas suçlu olan? İşsiz milyonlara rağmen arama-kurtarma, sağlık ve destek hizmeti için kadro açmayanlar varken, doğal bir felaket midir yaşananlar?
Maraş’tan bir emekçinin “ölmeyeni de öldürdünüz” feryadının da gözler önüne serdiği gibi, deprem değil siz öldürüyorsunuz.