Kadınlar yıllardır tüm bu saldırılara karşı kararlılıkla direniyorlar. Çalınan hayatlarının hesabını sormak için harekete geçiyorlar. Sokaklarda, eylem alanlarında, işyerlerinde baskılara, şiddete, sömürüye, istismara ve kadın cinayetlerine karşı örgütlü mücadeleyi yükseltiyorlar.
AKP iktidarı ve sermayedarlar, kadınları ikincil konuma itmek, şiddete, sömürüye ve istismara karşı yükselen seslerini bastırmak amacıyla her fırsatta kadınların haklarına saldırmaktadır.
Kadına yönelik şiddete karşı değişik yaptırımlar içeren İstanbul Sözleşmesi, 2011 yılında sözde “demokratikleşme” gösterileriyle imzalandı. Ancak şiddete, istismara, artan kadın cinayetlerine karşı bir türlü etkin bir şekilde uygulanmayan sözleşme türlü bahanelerle hedef haline getirildi. 2021 Temmuz’unda ise bir kararname ile feshedildi. Cinayetler, şiddet ve istismar vakaları her geçen gün tırmanmaya devam ediyor. Kadınlar sözleşmenin yeniden imzalanması ve etkin şekilde uygulanması talebiyle mücadelelerini sürdürüyorlar.
İstanbul Sözleşmesi’ne bağlı olarak oluşturulan 6284 Sayılı Kanun da uzun yıllardır AKP gericiliğinin hedefinde.
Kadına yönelik şiddeti önlemeye ilişkin bu yasa, sözleşmenin feshinin ardından ilk fırsatta kaldırılmak isteniyordu.
Gelinen aşamada AKP girdiği seçim ittifakları ile bu amacına yaklaşmış bulunuyor. Çocuklarımız da kirli hedeflerinde!
Çocuk yaşta evliliğin önünün açılarak çocuk istismarının meşrulaştırılmasına ilişkin yasa tasarısı da 2016 yılından bu yana torba yasalarla tekrar tekrar gündeme getirildi.
Yasa kılıfına bürünmüş bu istismara ilişkin bazı biçimsel değişiklikler yapılmaya çalışıldı. Emekçi kadınlar mücadeleleriyle her seferinde bu saldırıyı püskürtmeyi başardılar.
Ancak kadınlar başta olmak üzere toplumu abluka altına almayı hedefleyen, bu uğurda çocuklarımızı da kullanmaktan tereddüt etmeyen AKP iktidarı, bu saldırı paketini değişik vesilelerle ortaya çıkarmaktan geri durmuyor. Çocuk istismarına karşı etkin önlemler alınmazken, çocukların istismarcısıyla evlendirilmesinin önü açılmaya çalışılıyor.
Kadınlar yıllardır tüm bu saldırılara karşı kararlılıkla direniyorlar. Çalınan hayatlarının hesabını sormak için harekete geçiyorlar. Sokaklarda, eylem alanlarında, işyerlerinde baskılara, şiddete, sömürüye, istismara ve kadın cinayetlerine karşı örgütlü mücadeleyi yükseltiyorlar.
