Fransa’da yoksul emekçiler-gençler ayakta!

“Gerek Avrupa gerekse Türkiye sermaye düzeninin temsilcileri, gerçekleşen eylemlere ilişkin ne kadar kara çalma girişiminde bulunurlarsa bulunsunlar, Fransa’da emekçilerin öfke ve tepkisi tümüyle haklı ve meşrudur.”

27 Haziran günü Fransa’da 17 yaşındaki bir gencin polis kontrol noktasında öldürülmesine karşı başlayan protestolar günlerdir devam ediyor. Avrupa’nın bir dizi ülkesinde de protesto gösterileri gerçekleştirildi. Yaşamını yitiren Nahel, Cezayir asıllı bir göçmen. Paris’te bulunan göçmenlerin büyük çoğunluğu gibi Paris’in banliyölerinde en kötü koşullarda yaşamını sürdürüyordu. Kolluk güçleri cinayetin ardından gerçeği çarpıtmak için birçok yalana sarılmalarına rağmen, günler sonra yayınlanan bir video bu cinayetin alenen işlendiğini gösteriyor.

Günlerdir gerçekleşen eylemlerle birlikte Fransa sermayedarları büyük bir korku yaşadılar. OHAL ilan edilmesini, eylemcilere şiddet uygulanmasını, eyleme katılan gençlerin ailelerinin sosyal yardımlarının kesilmesini talep ettiler… Tüm bunlar yaşadıkları korkunun ürünü idi.

17 yaşındaki bir gencin öldürülmesi ile başlayan protestolar çoğunluğu siyahi ve Araplar’dan oluşan göçmen emekçilerin öfke patlaması olarak yaşanıyor. Zira Fransa’da en güvencesiz ve zor koşullarda bu kesimler yaşıyor. Ekonomik, sosyal sorunlara ek olarak ırkçılık, ayrımcılık ve şiddetin hedefi durumundalar. Öfke patlamasını tetikleyen polis cinayeti de yeni değil. Sadece 2022 yılında 13 kişi benzer şekilde öldürüldü. Ayrıca 2017’den beri polis kurşunlarıyla öldürülenlerin çoğu siyahi ve Arap. Polise kolay bir şekilde “insan öldürme yetkisi”nin verilmesi ve bunun cinayetler serisine dönüşmesi, öfkenin patlamasının temel nedenlerinden biriydi.

Aynı zamanda bu eylemlerin tetiklenmesinde, Fransa’da sosyal ve siyasal hakların budanmasına karşı başta “Sarı Yelekliler” hareketi olmak üzere dönem dönem gerçekleşen grevlerin, sokak gösterilerinin ve kitlesel protestoların etkisi olduğunu söylemek mümkün.

Gerek Avrupa gerekse Türkiye sermaye düzeninin temsilcileri, gerçekleşen eylemlere ilişkin ne kadar kara çalma girişiminde bulunurlarsa bulunsunlar, Fransa’da emekçilerin öfke ve tepkisi tümüyle haklı ve meşrudur. Sorunu sadece şiddet sorununa ve göçmen karşıtlığına indirgeyenler, bu eylemlere yol açan nedenlerin üstünü örtmeye ve yok saymaya çalışanlardır.

Bu haklı ve meşru eylemlerin daha hedefli ve sonuç alıcı olması için, toplumun ezilen ve yok sayılan en yoksul kesimlerinin sınıf hareketiyle birleşmesi ve ortak mücadeleyi büyütmesi zorunludur.