Bugünün Türkiye gerçekliği bitmek bilmez bir hayat pahalılığı ve hiç durmadan büyümeye devam eden bir enflasyon canavarı gerçekliğidir. Seçimlere kadar türlü yollarla baskılamaya çalıştıkları bu durumun gündeme gelen ve önümüzdeki günlerde sağanak halini alacağı açık olan acı reçetelerle daha da derinleşerek devam edeceği açıktır. Yandaşlarını zengin eden, milyonlarca işçi ve emekçiyi yoksulluk ve sefalette eşitleyen bu sömürü düzeni artık son bulmalıdır.
AKP şefi Erdoğan, ne zaman asgari ücretle ilgili olarak ağzını açsa bu ülkenin işçisini, memurunu, emeklisini ‘enflasyona ezdirmediği’nden dem vuruyor. Hatta açıkladığı zamlara “refah payı” eklediğini iddia edecek kadar da pişkince söylüyor bu yalanı…
Üzerine “refah payı” eklediğini iddia ettiği enflasyon rakamlarının ise TÜİK tarafından açıklanan gerçeklerle uzaktan-yakından alakası olmayan rakamlar olduğunu biliyoruz. TÜİK’in en son açıkladığı haziran ayı yalanlarına göre aylık enflasyon yüzde 3,92; yıllık enflasyon ise yüzde 38,21. Büyükşehirlerde iki göz ev kiraları 10 bin TL’yi aşmışken, bu beyler açıkladıkları rakamlara kimsenin inandığını düşünüyorlar mı gerçekten bilemiyoruz. Belki de insanların hiç çarşıya pazara çıkmadığını, ekmek yerine taş yediğini, hep 50 TL’lik alınan benzinin kaç litre ettiğini hesaplamayı beceremediğini düşünüyorlardır.
Neyse ki gerçek hayat onların hayalini kurdukları gibi değil. İnsanlar attıkları her adımda karşılarına çıkan bu gerçeği net bir şekilde görüyorlar. Dahası ne kadar çırpınsalar da bilim halen bu hokkabazların tekelinde değil.
7 kişilik bağımsız bir akademisyen ve ekonomi uzmanı ekibinden oluşan ENAGrup (Enflasyon Araştırma Grubu), her ayın üçünde bilimsel verilerle derledikleri enflasyon rakamlarını kamuoyu ile paylaşıyor. ENAG tarafından açıklanan verilere göre ise haziran ayı enflasyonu yüzde 8,54, yıllık enflasyon yüzde 108,58.
Toplumun zaten iliklerine kadar hissettiği bu çıplak gerçeğin rakamlarla da ortaya çıkarılması ise AKP şefinin sinirini hoplatmaya yetiyor. Hatırlanırsa geçtiğimiz yıl, enflasyon oranı tartışmalarının en yoğun yaşandığı günlerde kendisine muhalif herkese yaptığı gibi ENAG’ı da hedef tahtasına çakmıştı Saray şürekası. Hatta ENAG üyeleri çalışmalarını durdurmaları için mahkeme koridorları ve hapishane hücreleri ile tehdit edilmişti.
Ama gerçek bir defa ortaya çıktıktan sonra ne yapsalar boş! Onlar ne kadar engel olmaya çalışsalar da gerçek hayat TÜİK’in yalanlarını değil, ENAG verilerini esas alıyor. Örneğin ENAG’dan Prof. Dr. Veysel Ulusoy, 32 yabancı şirketin zam politikaları için ENAG’dan veri istediğini, hatta AKP mahkemelerinin bile hayat sigortası ile ilgili davalarda ENAG’dan görüş isteyerek kendi rakamlarını baz aldığını söylüyor. İş öyle bir noktaya vardı ki Galatasaray Spor Kulübü bile yaptığı açıklama ile sponsorluk anlaşmalarındaki enflasyon artış oranı hesaplamalarında TÜİK ve ENAG rakamlarının ortalamasını baz alacağını açıklamış durumda.
Bugünün Türkiye gerçekliği bitmek bilmez bir hayat pahalılığı ve hiç durmadan büyümeye devam eden bir enflasyon canavarı gerçekliğidir. Seçimlere kadar türlü yollarla baskılamaya çalıştıkları bu durumun gündeme gelen ve önümüzdeki günlerde sağanak halini alacağı açık olan acı reçetelerle daha da derinleşerek devam edeceği açıktır.
Yandaşlarını zengin eden, milyonlarca işçi ve emekçiyi yoksulluk ve sefalette eşitleyen bu sömürü düzeni artık son bulmalıdır.