“Aşırı sıcaklıklar karşısında meteoroloji uyarı veriyor, alınması gereken önlemler sıralanıyor. Peki ya fabrikalarda durum nedir? İşçileri gece gündüz çalıştıran kapitalist patronlar işçi sağlığı kapsamında önlemler alıyorlar mı? Tabi ki hayır!”
Kapitalist üretim ve yaşam tarzının bir sonucu olarak iklim krizi ciddi boyutlara ulaştı. Bu krizin neden olduğu sorunlardan biri de aşırı hava sıcaklıkları. İşçi sağlığı açısından üzerinde önemle durulması gerekiyor. Yaz aylarının normal sıcaklıklarında alınması gereken önlemler, normalüstü sıcaklıkların yaşandığı şu günlerde daha yaşamsal önemde. İzmir’de bir posta emekçisinin beyin kanaması geçirmesi, Osmaniye’de elektrik bakım işçisinin sıcaklığa bağlı kalp krizinden ölümü konunun ciddiyetini gösteriyor.
Aşırı sıcaklıklar karşısında meteoroloji uyarı veriyor, alınması gereken önlemler sıralanıyor. Peki ya fabrikalarda durum nedir? İşçileri gece gündüz çalıştıran kapitalist patronlar işçi sağlığı kapsamında önlemler alıyorlar mı? Tabi ki hayır!
İşçi sağlığını olumsuz etkileyen fiziksel risk etmenleri arasında yer alan “termal konfor” üzerinde önemle durulması gereken bir konu. “Termal konfor”u etkileyen faktörler olarak ortam sıcaklığı, nem durumu, hava akımı, yapılan işin niteliği (hafif iş, orta iş, ağır iş), işçinin giyim durumu, yaşı ve cinsiyeti, beslenmesi, fiziki durumu, genel sağlık durumu sayılabilir. Fabrikalarda bu faktörler gözetilerek tedbirlerin alınması gerekir. Oysa çoğu durumda bunlar işçi sağlığı sorunu olarak görülmüyor, hatta lüks sayılıyor.
Yüksek sıcaklık; ısı çarpması, aşırı terleme sonucu ani kasılmalar, tansiyon düşüklüğü, baş dönmesi, kaşıntılı kırmızı lekeler şeklinde deri bozukluklarına neden olur. Yüksek sıcaklık usanmaya, çabuk kızmaya, dikkatin azalmasına neden olarak iş kazalarının artmasına yol açar. Özellikle çok dikkat isteyen işlerde belli bir sıcaklığa kadar kaza sayısı sabit olmakta, bu sıcaklık daha üst değerlere çıktığında ise kaza sayısı artmaktadır. Isı 25ºC’yi geçtiği zaman iş kazalarının %40 arttığı görülmektedir. Ayrıca işçiler arasında kalp, tansiyon, diyabet, böbrek, kanser hastaları, hamileler varsa daha ciddi problemler yaşanabilmektedir.
İSİG kuralları kapsamında ilgili mevzuatta çeşitli tedbirler önerilmektedir. Çalışma ortamında işin yapısından dolayı ısısal şartlar değiştirilemiyorsa işe uygun bir düzen geliştirmeli veya kişisel koruyucu malzeme kullanılmalıdır. Kapalı işyerlerindeki sıcaklık ve nem derecesi düzenli olarak kontrol edilmelidir. Kapalı işyerleri günde en az bir defa bir saatten aşağı olmamak üzere baştan başa havalandırılmalıdır.
Yazın sıcaklığın dayanılmayacak bir dereceye çıkmaması için işyerlerinde serinletici tedbirler alınmalıdır. Ayrıca işçilerin çalışma saatlerinin, işin özelliğine göre, havanın sağlığa zararlı bir hal almaması için değiştirilmesi gereklidir. Nemli veya nemsiz ortam çalışanın sağlığını etkileyecek düzeyde olduğunda nemi kontrol edebilen klimalar kullanılmalıdır.
Havalandırma işçi sağlığı için asla lüks sayılamaz. Çoğu fabrikada kapitalist patronlar odalarında klima kullanırken işçilere basit pervaneler reva görülüyor. Sağlıklı bir çalışma ortamı işçinin hakkıdır. Aşırı sıcaklıklar karşısında gerekli önlemlerin alınması; yeterli havalandırma, uygun kişisel koruyucular, dinlenme sürelerinin uzun ve sık olması, riskli grupların idari izinli sayılması, dışarıda çalışan işçilerin çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesi gerekir.