“İktidarın KKM yükünden kurtulma arayışının ekonomik krizi derinleştirmekten başka bir işe yaramayacağı ortadadır. Bir kez daha büyük sermayedarlar olası kur dalgalanmaları üzerinden vurgunlar yapacaktır.”
Tek adam rejiminin politikaları her alanda bir bir iflas etti. En görünür olanı ise ekonomi politikaları. Her adımını sermayenin ihtiyaçları ve kendi çıkarları için atan iktidar, ekonomide artık görmezden gelinemeyecek derinlikte bir kriz yaratmış bulunuyor. Buldukları çözümler ise günü kurtarma hamleleri olmanın ötesine gidemiyor. Dahası kısa sürede daha büyük sorunlara dönüşüyor, krizi daha da derinleştiriyor. Sözde çözüm politikalarından birisi de Kur Kurumalı Mevduat (KKM) uygulaması oldu.
İktidar 2021 yılı sonunda kurdaki artışı frenlemek için KKM uygulamasını devreye sokmuştu. İşçi ve emekçilerin başına örülen her türlü çorabı büyük bir müjde olarak sunan AKP şefi KKM’yi de bizzat “müjdelemişti”. Erdoğan, “Vatandaşımızın bankadaki TL varlığını, mevduat kazancı kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek. Kur getirisi mevduat kazancının üstünde ise aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek. Bu kazanç stopaj vergisinden muaf tutulacak.” sözleriyle KKM’yi tanıtmıştı. Önlenemeyen kur artışına getirilen “çözüm” buydu.
KKM’nin daha en baştan sorunu çözmeyeceği, daha da derinleştireceği ortadaydı. Uygulama başladığında iktisatçılar KKM’nin büyük sermayedarlara yarayacağını açıklamışlardı. Hazine’den karşılanacak “kur koruması”nın kamusal zarar anlamına geldiğini, bunun da sürdürülebilir olmadığını vurgulamışlardı. Nitekim gelinen yerde KKM iktidarın ayağına dolanmış durumda.
Ekonomide “rasyonel uygulamalar”a dönüşle batan ekonomiyi kurtaracağı iddia edilen bakan Mehmet Şimşek ve AKP kurmayları, uygulamadan çıkmak için formül arayışı içerisindeler. KKM hesaplarında asgari faiz zorunluluğu kaldırılarak, bankaların bu hesaplara düşük faiz vermesinin önü açıldı. Böylece KKM’ye olan ilginin azalması hedefleniyor. Ancak bu o kadar kolay görünmüyor. Uzmanlar KKM sonlanırsa yeni “kur şokları”nın yaşanacağını, yatırım yapanların dövize dönmek isteyeceğini, böylece kurlarda artış yaşanacağını belirtiyorlar.
İktidarın KKM yükünden kurtulma arayışının ekonomik krizi derinleştirmekten başka bir işe yaramayacağı ortadadır. Bir kez daha büyük sermayedarlar olası kur dalgalanmaları üzerinden vurgunlar yapacaktır. Fatura ise işçi ve emekçilere kesilecektir. İşçi ve emekçiler için sonu gelmeyen bu faturaları reddetmekten, “Krizin faturası kapitalistlere!” şiarını yükseltmekten başka bir çıkış yolu yoktur.