Tüm işyerlerinde, OSB’lerde, mahallelerdeücretsiz ve nitelikli kreşler açılsın!

Sadece kadın işçilerin istihdama katılımı için değil, çocukların sağlıklı gelişimi için, erken çocukluk eğitiminin sağlıklı bir şekilde alınması, çocuğun sosyalleşmesi, dil becerilerinin artması, yaşıtları ile iletişimin sağlıklı temelde kurulması için de kreşler temel bir ihtiyaçtır.

Sermaye sınıfı ve onun hizmetindeki siyasal iktidar, toplumsal bir sorumluluk olan çocukların bakımı sorununu yok sayıyor. Mevcut yasalarda çok sınırlı da olsa kreş hakkı yer alıyor. Ancak kapitalistler bu konudaki yasal zorunlulukları bile yerine getirmiyorlar. Çünkü emek sömürüsüyle elde ettikleri kâr dışında hiçbir şeyi önemsemiyorlar. Emekçilerin insanca çalışma ve yaşama koşullarına kavuşması, kadınların çalışma hakları, çocukların eğitim hakkı gibi temel sorunların onlar için hiçbir önemi yok. Kreşi de kendileri için “gereksiz masraf” sayıp, çocuk bakımı sorumluluğunu kadınların üzerine yıkıyorlar.

Pek çok kadın bu nedenle çalışma yaşamının dışına çıkmak zorunda kalıyor. Kadınların yarısı hamilelik döneminde işten ayrılmayı düşünüyor. Doğum iznini kullananların yüzde 40’ı işe geri dönmüyor.

Sadece kadın işçilerin istihdama katılımı için değil, çocukların sağlıklı gelişimi için, erken çocukluk eğitiminin sağlıklı bir şekilde alınması, çocuğun sosyalleşmesi, dil becerilerinin artması, yaşıtları ile iletişimin sağlıklı temelde kurulması için de kreşler temel bir ihtiyaçtır.

Öte yandan, sadece kadın işçi ve emekçiler için değil, erkek işçi ve emekçiler için de kreş temel bir haktır. Bunun gereklerini yerine getirmeyen, kar dışında bir düşüncesi olmayan sermaye sınıfı ve siyasal iktidar “ailenin kutsallığı”nı, kadınların “annelik” rollerini her fırsatta vurguluyorlar. Bunu, çocukların üç yaşına kadar evde bakılması gerektiği şeklindeki anti-bilimsel iddialarla beslemeye çalışıyorlar. Öte yandan, çocuk bakımını gerekçe göstererek, gerçekte kârlarını düşünerek, güvencesiz ve kuralsız çalışma anlamına gelen esnek çalışma modellerini meşrulaştırmaya çalışıyorlar.

Enflasyonun yükselmesi, ücretlerin açlık sınırında seyretmesi koşullarında, çalışmak zorunda kalan kadın emekçiler için çocuk bakımı daha zorlu bir sorun haline gelmiş bulunuyor. Kamu kreşlerinin gün geçtikçe azalması, kapitalistlerin kreş açma sorumluluğunu üstlenmemeleri ve teşviklerle açılan özel kreşlerin fahiş fiyatlar istemeleri emekçi kadınları seçeneksiz bırakıyor.

Bu yüzden yapmamız gereken hep beraber sesimizi yükseltmektir. “Tüm fabrikalara/işyerlerine ve OSB’lere 7/24 açık, ücretsiz, nitelikli kreşler açılsın!” talebiyle mücadele etmektir.