“İşçi sınıfı ve emekçilerin önündeki esas seçim bu saldırılara direnmek ya da boyun eğmek arasında olacaktır. Bu konudaki tercih milyonlarca işçi ve emekçinin geleceğini belirleyecektir.”
Bir süredir dile getirilen iş kanununda değişiklik tartışması gitgide daha somut bir içeriğe kavuşuyor. Saray iktidarının kimi sözcülerinin ifade ettiklerine bakılırsa, çalışma yaşamının tamamını doğrudan etkileyecek düzenlemeler yerel seçimlerin hemen ardından gündeme getirilecek.
İktidarın medyadaki tetikçilerinin “müjde”, “haftalık çalışma süresi 45 saatten 40 saate düşürülecek” gibi kulağa hoş gelen hedef saptırma ve boş propaganda örnekleriyle ısıttığı bu gündem işçi sınıfı açısından önemli bir yeni saldırı hamlesi anlamına geliyor. Sermayeye hizmette kusur etmeyen iktidar tarafından gündeme getirilen “kapsamlı değişiklik”, işçi ve emekçiler açısından “kapsamlı bir yıkım” olabilir ancak. Orta Vadeli Program ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2024-2028 yılı Strateji Planı çerçevesinde söylenenler ise tartışmaların esas hedefini ortaya koyuyor.
Bakanlığın “strateji” belgesine ve bakanın bizzat kendi açıklamalarına bakılırsa, 4857 sayılı yasada yer alan ancak tam uygulanamadığı düşünülen esnek çalışma düzeninin etkinleştirilmesi hedefleniyor. “Sosyal güvenlik mevzuatı ve uygulamalarının değişen iş gücü piyasası koşullarına göre yeni nesil esnek çalışma şekillerine uyumlu hale getirmek” olarak tanımlanan bu değişikliğin çalışma yaşamında zaten önemli bir yer tutan esneklik uygulamalarını daha yaygınlaştıracağı açık. Strateji belgesinde geçen “günlük ücret belirlemede var olan muğlaklığın giderilmesi” tanımı da yevmiye usulüne dönüş olarak okunabilir. “Sosyal güvenlik kurumunun sürdürülebilirliğini sağlamak için kişilerin daha çok istihdamda kalmasını sağlamak” vurgusu ise, hem mevcut sosyal güvenlik uygulamalarının hedeflendiği, hem de emeklilik yaşı konusunun tekrar gündeme getirileceği anlamına geliyor. Kıdem tazminatının fona devir yoluyla gaspı da diğer bir başlık olarak öne çıkıyor.
Ülke gündemi yerel seçimlere odaklanmışken, kapitalistler bu yeni saldırıların hayata geçmesi için gün sayıyorlar. İş yasasında değişiklik tartışmaları da seçimlerin hemen arkasından gelecek yeni saldırı dalgasının önemli başlıklarından birini oluşturuyor.
İşçi sınıfı ve emekçilerin önündeki esas seçim bu saldırılara direnmek ya da boyun eğmek arasında olacaktır. Bu konudaki tercih milyonlarca işçi ve emekçinin geleceğini belirleyecektir.