İliç faciası, başta maden işçileri olmak üzere, yaşamları ve geleceği yok olmakla karşı karşıya kalan yöre halkının mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu da bizlere bir kez daha hatırlattı. ‘80’li yılların sonunda açılan Türkiye’nin ilk altın madenlerinden Eurogold’a karşı Bergama köylülerinin içimizi ısıtan direnişlerini bu karanlık günlerde analım istedik.
İliç’te yaşanan maden felaketiyle yeniden sarsıldığımız bugünlerde, uluslararası altın tekellerinin doğa ve tüm canlı yaşamı için nasıl bir tehdit olduğu bir kez daha gözler önüne serildi. İliç faciası, başta maden işçileri olmak üzere, yaşamları ve geleceği yok olmakla karşı karşıya kalan yöre halkının mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu da bizlere bir kez daha hatırlattı. ‘80’li yılların sonunda açılan Türkiye’nin ilk altın madenlerinden Eurogold’a karşı Bergama köylülerinin içimizi ısıtan direnişlerini bu karanlık günlerde analım istedik.
Video aktivisti Hakan Tosun tarafından 2019 yılında çekilen “Geleceğin izinde” belgeseli, Eurogold maden şirketine karşı Bergama köylülerinin uzun soluklu mücadelesini ele alıyor. 1992 yılından 2000’li yıllara kadar altın madenine karşı gelişen eylemli süreci canlı tanıklarının dilinden anlatıyor.
1986 yılında çok uluslu tekellere Türkiye’de altın arama izni verilir. Bakırçay havzasında bulunan üç köyün ortasında altın madeni işletmek için Eurogold şirketi bölgeye yerleşir. Şirket yetkililerine göre siyanürle altın madeni çıkarmanın riski “sıfırdır.” Hatta “altın madeni ile bölgenin kaderi değişecek”tir. Yalanlar yalanları izler. Tarımla geçinen yöre halkı, yeni iş imkanları sağlayacağı için madenin açılmasına sevinir ilk önce. Ancak bölgenin duyarlı insanları ile çevrecilerin çabaları ve bilim insanlarının siyanürlü altın aramanın nasıl bir felakete yol açacağına dair anlatımlarının ardından madenin kapatılması için seferberlik başlatılır. “Bir avuç altın için” ömürlerinin, topraklarının ve çocuklarının geleceklerinin karartılmasına izin vermek istemez Bergama köylüleri…
Sadece altın madeninin olduğu köyler değil, çevre köyler de katılır harekete. Köy köy toplantılar yaparlar, komiteler kurarlar. Farklı etnik kökene ve siyasi görüşe sahip yöre halkı “altın madeninin kapatılması” ortak paydasında birleşir. Çünkü yöre halkına göre “siyanür insanın kanına girdiği zaman kimseyi ayırmaz, herkesi öldürür.”
1992 yılının başında başlayan eylemler, ‘96 yılında binlerce ağacın kesilmesinden sonra daha da artar. Köylüler kendi inisiyatifleriyle çok renkli ve yaratıcı kitlesel eylemler gerçekleştirirler. “Bizi tanımayanları biz de tanımıyoruz” diyerek nüfus sayımına katılmazlar, seçimleri boykot ederler. Köylü erkeklerin yarı çıplak yürüyüşleri ülkenin gündemine oturur. Asteriks ve Hopdediks olarak adlandırılan figürler köylü eylemlerinin sembolü haline gelirler. Şalvarlarıyla, yemenileriyle eylemden eyleme koşan Bergama’nın yiğit kadınları ise direnişin öznesi olurlar. ‘97 yılında madenin dinamitle patlatılmasının ardından 4 bin köylü unutulmaz maden işgalini gerçekleştirir. Madenin kapatılmasına dikkat çekmek için köylüler Boğaz köprüsüne kendilerini zincirlerler. Toplumsal sorunlara daha duyarlı hale gelen köylüler, Manisa’daki katı atık tesisine, Dersim’deki HES’e karşı çıkarlar, savaş karşıtı eylemlerde de yer alırlar…
Eylemlerle birlikte verilen hukuki mücadele sonucu madenin kapatılmasına karar verilir. Ancak maden bir türlü kapatılmaz, yargı kararları bir türlü uygulanmaz. Çünkü Eurogold madeninin arkasında, ona her türlü imtiyazı sağlayan, kol kanat geren sermaye devleti vardır. İlerleyen süreçte rıza ya da zorla bölge halkına altın madeni kabul ettirilir. Bir yanda rüşvetler ve maddi destekler, öbür yanda tehditler ve kirli oyunlar… Sonraki yıllarda sıklıkla el değiştirmesine rağmen altın madeni bölgede faaliyetini sürdürür.
“Direniş kırılırsa Türkiye’nin yüzlerce yerinde yüzlerce siyanür yarası açılacak” diyordu Bergama köylüleri… Açılmasına açılıyor ancak insana, doğaya ve geleceğine sahip çıkanların Validebağ’da, Kazdağları’nda, Cerattepe’de, İkizdere’de, Akbelen’de verdikleri mücadele, Bergama köylülerinin izini sürmeye devam ediyor.