“Krizin faturası en ağır şekilde bizlere kesilirken, yoksulluğumuz her geçen gün derinleşirken, bizim üzerimizden saltanatlarını sürdürenlerin, kasalarını dolduranların düzenini alaşağı etmenin zamanı gelmiştir. Topyekûn saldırılara karşı kadını-erkeğiyle topyekûn örgütlenmekten, bu ablukayı dağıtmaktan başka hiçbir yolumuz yok!”
Yerel seçimler sona erdi… İktidarı ve muhalefetiyle çeşitli yerel yönetimleri kazanan sermaye partileri yolsuzluk, rüşvet ve talana hız kesmeden devam edecekler. Bu seçim oyunu geride kalıp rant kapıları da paylaşıldığına göre, sırada emeğimize, kazanılmış haklarımıza ve yaşamlarımıza yönelik ağır bir saldırı dalgası var.
AKP-MHP iktidarı, seçmen desteğini azaltabileceği kaygısıyla ertelediği ancak seçimlerin hemen sonrasında gündeme alacağını ilan ettiği saldırı programlarıyla gözünü yine haklarımıza ve yaşamlarımıza dikmiş durumda.
Bu programın içinde çalışma saatlerinin kısaltılması adı altında esnek çalışmanın yaygınlaştırılması, ücretlerin düşürülmesi, kıdem tazminatının gasp edilmesi bulunuyor. Cinsiyete dayalı ayrımcılığın hâkim olduğu kapitalist sömürü düzeninde kadınlar bu saldırılardan doğrudan etkilenecekler. Esnek ve kısmi çalışma adı altında daha fazla güvencesiz çalışmaya mahkûm edilecek, yedek iş gücü olarak görülmelerinden kaynaklı ücretleri öncelikli olarak düşürülecektir. Kıdem tazminatının gasp edilmesi ile iş güvencesinin ortadan kalkması kadın istihdamını olumsuz etkileyecektir. İşsizliğin artması kadınların yoksulluğunu derinleştirecek ve üzerindeki bakım yükünü daha da ağırlaştıracaktır.
Bunların yanı sıra kadına yönelik şiddete karşı yaptırımlar içeren 6284 Sayılı Yasa’nın kaldırılması hâlâ sermaye iktidarının gündemindedir. Şiddeti, tacizi, cinayetleri önlemek bir yana uygulanan cezasızlık politikalarıyla bunlara davetiye çıkaran AKP iktidarı, kadınların elinde kalan son yasal kırıntıları da yok etmenin derdindedir.
Bunlar yakın zamanda bizleri bekleyen saldırıların sadece bir kısmı… Toplumsal muhalefetin en diri kesimi olan kadınlar, bu saldırı dalgasına karşı elbette direnişi seçecekler. Yakın zamanda yaşanan pek çok işçi direnişinde olduğu gibi, sokakları özgürlük ve eşitlik istemiyle doldurduğumuz gibi emeğimize, haklarımıza ve yaşamlarımıza yönelik bu saldırılara da gerekli cevabı vermeliyiz. Tek bir hak gaspına dahi fırsat verilmemesi gerektiği gibi bizden çaldıkları ne varsa mücadelemizle geri almalıyız.
Krizin faturası en ağır şekilde bizlere kesilirken, yoksulluğumuz her geçen gün derinleşirken bizim üzerimizden saltanatlarını sürdürenlerin, kasalarını dolduranların düzenini alaşağı etmenin zamanı gelmiştir. Topyekûn saldırılara karşı kadını-erkeğiyle topyekûn örgütlenmekten, bu ablukayı dağıtmaktan başka hiçbir yolumuz yok!