Bir açıklamanın açıklamadıkları

“Sonuçta hiçbir DİSK yöneticisi “Biz yanımıza kimse gelmesin istedik. CHP ile kolkola günü kurtarmaya çalışıyorduk” diyemiyor da “örgütsel ve teknik sorunlar” diyerek laf çeviriyor. Ortada “örgütsel ve teknik” bir sorun varsa o da bu bürokrat takımının halen oturdukları koltukları işgal etmeye devam etmeleridir.”

1 Mayıs’ta sendika bürokratlarının sözde “Taksim iradesi” sonucunda ortaya çıkan tablo tartışılmaya devam ediyor. Tertip komitesi bileşeni olan sendika ve oda yöneticilerinden “Saraçhane fiyaskosu”na kılıf uydurmaya çalışan ve topu birbirine atan açıklamalar ise bu tartışmaların dinmeyeceğini gösteriyor. Zira ortaya çıkan durum acizliklerini pişkinlikle örtmekte pek mahir sendika bürokratları için bile açıklaması zor yönler içeriyor.

Kendileri payına o kadar ibretlik bir tablo var ki ortada, örneğin KESK Eş Başkanı tutumlarının yanlış anlaşıldığını, alanı terk etmek değil protesto olarak kutlama gerçekleştirmemek (!) yönünde bir tavırları olduğunu söyleyerek lafı dolandırmaya çalışabiliyor. Ya da TTB Başkanı orantısız devlet gücü karşısında DİSK ve KESK’in tutumunun anlaşılabilir olduğunu söylüyor.

Oysa ki DİSK resmi sitesi 1 Mayıs haberinde “Polis barikatının önündeki hukuk dışı engelleme ve müdahalelerin ardından DİSK-KESK-TMMOB-TTB-TDB’nin oluşturduğu tertip komitesi toplanarak durumu değerlendirdi. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun engellemeyi protesto eden bir açıklama yapması ve ardından güvenli bir biçimde dağılma çağrısı yapılması kararı aldı.” diyor. Anlaşılan o ki dağılma kararının kim tarafından nasıl alındığı bile bir muammaya çevrilip bilinmez kılınmak isteniyor.

DİSK Yönetim Kurulu adına yapılan açıklamada ise “birden fazla koldan kurgulanan yürüyüşümüzün son gün tek kola inmesi bir dizi örgütsel ve teknik sorunlara da yol açmış, Tertip Komitesi’nin inisiyatif kurmasında, kararları duyurmasında ve uygulanmasını sağlamakta yer yer aksaklıklara neden olmuştur” diyor. Böylece hem haftalar boyunca diğer kurumlarla ortaklaşmamak için elinden gelen her şeyi yapan DİSK’in bu tavrı meşrulaştırılmaya çalışılıyor hem de yaşanılan politik iflas teknik sorunlara indiriliyor. Açıklama “IMF destekli ağır bir saldırı programına karşı acil bir mücadele programının oluşturulması” gibi önemli bir mücadeleye hemen 2 Mayıs sabahı başlanacağı müjdesi ile bitiyor bitmesine de kendi çağrılarıyla toplanan kitleyi eylem alanında öylece bırakanların böylesine zorlu bir görevi nasıl yerine getireceği sorusu orta yerde kalıyor.

Sonuçta hiçbir DİSK yöneticisi “Biz yanımıza kimse gelmesin istedik. CHP ile kolkola günü kurtarmaya çalışıyorduk” diyemiyor da “örgütsel ve teknik sorunlar” diyerek laf çeviriyor. Ortada “örgütsel ve teknik” bir sorun varsa o da bu bürokrat takımının halen oturdukları koltukları işgal etmeye devam etmeleridir.