IMF’den “takdir belgesi”

AKP iktidarının emperyalistlerin ve sermayenin talepleri doğrultusunda kapsamlı sosyal yıkım politikalarını hız kesmeden devreye sokacağı görülmektedir. Bu saldırıların püskürtülmesi ancak işçi ve emekçilerin örgütlü bir şekilde dişe diş mücadele vermesiyle olacaktır.”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek geçtiğimiz haftalarda ABD’da Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası’nın bahar toplantıları ve çeşitli etkinliklere katıldı. Yerel seçimlerde aldığı yenilginin ardından AKP iktidarı işçi ve emekçiler için sosyal yıkım politikaları anlamına gelen OVP’ye devam edeceklerinin altını çizmişti. Vakit kaybetmeden de buna yönelik adımlarını atmaya başladılar. Sermaye yanlısı ekonomi programını uygulamak konusunda ne kadar kararlı olduklarını göstermek için ABD’de de kapı kapı dolaştılar. Bu toplantılarda emperyalistlerin takdirlerini kazandıkları anlaşılıyor.

IMF Avrupa Bölümü Direktörü Alfred Kammer düzenlediği basın toplantısında “Biz de Türkiye’ye oradaki ekonomi ekibinin izlediği programı tavsiye ederdik” diyerek AKP’nin ekonomi politikalarının adı konmamış bir IMF programı olduğunu açık bir şekilde ifade etmiş oldu. Kammer programın “uzun vadeli” olması gerektiğinin de altını çizdi. Bakan Şimşek ise “Programımızı sabırla, azimle ve kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz.” diyerek emek düşmanı politikalarının dozunu arttıracaklarının sinyalini verdi.

IMF’den “takdir belgesi” alan saldırıların başında asgari ücretin yalancı TÜİK’in enflasyon oranlarına göre arttırılması ve yıl içerisinde yapılan ikinci zammın yapılmaması geliyor. İşçi ve emekçileri sefalet ücretlerine mahkûm edecek bu politikaları kamu harcamalarında kısıntı yapılması hedefi tamamlıyor. Tek adam rejimi şatafatından ödün vermeyeceği ve sermayeye kamudan ayrılan fonların azaltılmayacağı açıktır. Bu kısıtlamaların başta sağlık harcamaları olmak kamu hizmetlerinden yapılacağı, sosyal destek ve sosyal yardımların kısılacağı anlaşılmaktadır. Bu saldırıların en önemli ayağını ise kıdem tazminatı hakkının gasp edilmesi oluşturmaktadır.

AKP iktidarının emperyalistlerin ve sermayenin talepleri doğrultusunda kapsamlı sosyal yıkım politikalarını hız kesmeden devreye sokacağı görülmektedir. Bu saldırıların püskürtülmesi ancak işçi ve emekçilerin örgütlü bir şekilde dişe diş mücadele vermesiyle olacaktır.