Dolaylı vergiler (KDV-ÖTV) kaldırılsın!

Katma Değer Vergisi (KDV) ilk kez 1985’te alınmaya başlandı. Sermaye devletinin vergi gelirlerini arttırmak, ekonomik faaliyetlerden elde edilen gelirlerin vergilendirilmesini sağlamak için KDV alınmaya başlanır. Bu yolla kayıt dışı ekonomiyi azaltmak, vergilendirmek ve de vergiyi tabana yayarak bütçe gelirlerini arttırmak istendiği söylendi. Uzunca bir süre yıl sonlarında toplanan fişlerin kayda geçirilerek vergi iadesi yoluyla yıl içinde geri ödense de bu uygulamaya da sonrasında son verilir. İlk çıktığında yüzde 10 iken şimdi yüzde 20’lere kadar çıkan KDV ile sermaye devleti bütçesine önemli bir katkı sağlanır. Bu mekanizma bizlerin soyulmasının yeni bir aracı haline gelir.

Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ise ‘99 Depremi’nin ardından tek defaya mahsus ve kısa süreliğine olacak denilen Deprem Vergisi olarak bilinen Özel İletişim Vergisi’nin (ÖİV) Ağustos 2002’de kalıcılaşmış halidir. Yıllar içinde öyle bir vergi haline gelir ki, birçok temel tüketim maddesinin içinde yer alır, ancak lüks olarak nitelendirilecek bazı ürünlerde ise yer almaz. Akaryakıt, doğalgaz, beyaz eşya, elektrikli ev aletleri ve meşrubatlardan ÖTV alınırken yatlardan, kürklerden, elmas ve pırlantadan bu vergi alınmaz. Bu haliyle zenginden almamak, vergiyi tabana yaymak için kullanılır. Birçok ürünü alırken önce ÖTV eklenir, sonrasında da KDV eklenerek verginin vergisi dahi alınır.

Sigara, alkol ve akaryakıtın yarıdan fazlası vergiden oluşurken otomobil fiyatlarının yüksekliğinin temel nedeni de üzerine eklenen ÖTV ve KDV’dir.