AKP “vizyon belgesi”yle ne hedefliyor?

“Gördüğümüz gibi vizyon belgesinde olmayan tek şey biz kadınların hakları ve özgürlükleri. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da mücadelemizle kazanacağız. Ne “ailenin korunması” adına geleceğimizin teslim alınmasına ne de ekonomik krizin faturasının bizlerin üzerine yıkılmasına izin vermeyeceğiz!”

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı geçtiğimiz günlerde “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı” yayınladı. Vizyon belgesinde biz kadınların her geçen gün artan sorunlarına dair bir çözüm önerisi görmek mümkün değil. Belge adından da anlaşılacağı gibi “kadınların korunması”nı değil, “ailenin korunması”nı esas alıyor. İçeriğinde ise öncelikli olarak boşanmaların azaltılması, evliliklerin sürmesi ve çocuk sayısının artırılması için diğer bakanlıklarla birlikte çalışma planları var.

Kuşkusuz ki vizyon belgesinde ifade edilenler yeni değil. AKP iktidarının kadınlara dönük yıllardır izlediği politikaların son halkasıdır. Kadın Bakanlığı’nın isminin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na dönüştürülmesinden, Boşanmaların Önlenmesi Komisyonu’na, nafakanın kaldırılmasına dönük hamlelerden, İstanbul Sözleşmesi’nin feshine giden bir süreç var. “En az 3 çocuk doğurun” telkinleri de bu politikanın parçası.

AKP iktidarının biz kadınların çok yönlü olarak yaşadığı sorunlar umurunda değil. Zira kadına yönelik şiddet en fazla ailenin içinde yaşanıyor. Yoksulluk derinleşirken çocukların en temel ihtiyaçları dahi karşılanamıyor. Kadınların çoğunluğu güvenceli çalışmadan yoksun. Bu sorunlar kriz koşullarında alabildiğine derinleşirken iktidar, öncelikle bu sorunlara çözüm bulmak yerine boşanmaları engellemek, evliliği ve çocuk doğurmayı teşvik etmekle uğraşıyor. Bugünlerde taslak olarak piyasaya sürülen 9. Yargı Paketi de aynı mantığa sahip. Şiddet failine cezasızlık hükmü ile 6284 sayılı yasanın delinmesi hedefleniyor. Kadının evlendikten sonra kendi soyadını kullanmasının yasaklanması ile kadının eşine her koşulda tabi olması isteniyor. Varsa  yoksa “ailenin korunması”.

Peki AKP neden aileyi korumak derdinde?

Çünkü sistemin en küçük birimi olan ailede kadınları denetim altında tutmak, gerici ideolojileri aile üzerinden topluma dayatmak, sosyal devletin yapması gereken tüm görevleri kadının üzerine yıkmak ve sermaye düzeninin ihtiyaçlarını aile kurumu üzerinden karşılamak istiyorlar.

Türkiye’de doğurganlığın düşmesi ve yaşlı nüfusun artmasıyla birlikte yeni ucuz iş gücü olacak nesiller yetiştirilmesi lazım. 3 çocuk tavsiyeleri işte tam da bu yüzden. Yaşam koşullarının ağırlaşması ile birlikte 3 çocuk telkinleri yanıt üretmeyince şimdi bu tür eylem planlarıyla evlilik kredileri, teşvikler, çeyiz parası, doğum izinlerinin uzatılması gibi yollarla genç nüfusu artırmayı hedefliyorlar. Ekonomik kriz koşullarına göre hazırlanan belgeye göre çocuk bakımı ve yaşlanan nüfusun bakım yükü kadınların üzerine yıkılacak, öbür yandan ev içi sorumluluklar gerekçe gösterilerek sermayenin yaygınlaştırmayı hedeflediği esnek çalışma modelleri kadınlar üzerinden meşrulaştırılacak.

Gördüğümüz gibi vizyon belgesinde olmayan tek şey biz kadınların hakları ve özgürlükleri. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da mücadelemizle kazanacağız. Ne “ailenin korunması” adına geleceğimizin teslim alınmasına ne de ekonomik krizin faturasının bizlerin üzerine yıkılmasına izin vermeyeceğiz!