Göçmenlere yönelik saldırılar ve ötesi!

Milliyetçiliğin, göçmen karşıtlığının, ırkçılığın, savaşların panzehri işçilerin birliği, halkların kardeşliğidir. Bütün gelişen saldırılara, ırkçı söylem ve propagandalara karşı göçmen işçilerle dayanışma içinde olmalıyız.

Kayseri’de 30 Haziran gecesi 5 yaşındaki bir kız çocuğunun istismar edildiğine dair görüntüler sosyal medya üzerinden servis edildi. İstismar eden de edilen de Suriyeli’ydi. Bu olay çocuk istismarının adli vakadan sayıldığı bu günlerde göçmenlere karşı bir saldırıya dönüştürüldü.  Irkçı, göçmen karşıtı saldırılar ayyuka çıktı. Irkçı saldırılar Kayseri’yi aştı, tüm ülkeye yayıldı. Kayseri’de Suriyeli göçmenler hedefe çakıldı. Evleri, işyerleri yakıldı. Vahşete kılıf hazırlamak için sosyal medya aracılığıyla göçmen düşmanlığı, ırkçı-faşist propagandaya hız verildi. Göçmenlere yönelik terörde sınır tanınmadı. Yapılan provokatif paylaşımların yüzde 37’si bot hesaplardan yapıldı.

Kayseri’de başlayan göçmen karşıtı eylemleri devletliler uzun süre seyrettiler. Zira bu eylemler göçmen karşıtlığı-düşmanlığıyla sınırlı kaldığı sürece sermaye düzeninin ağababaları için yaşananlar tehdit değildi. Günler sonra yükselen tepkiler nedeniyle devletliler sözde sürece müdahil oldular. Cinsel istismara maruz kalanın da cinsel istismarı yapanın da göçmen olduğu vurgusu devletlilerin yaptığı tüm açıklamaları süsledi. Kayseri’de yediden yetmişe tüm göçmenleri korkutan, göçmenlere ecel terleri döktüren faşist örgütlenmelerin neferlerinin şecereleri çok geçmeden ortalığa saçıldı.

Göçmen düşmanlığı yapan, vatansever maskeli faşistlerden gözaltına alınan 474 kişiden 285’inin insan kaçakçılığı, yaralama, uyuşturucu, yağma, hırsızlık, mala zarar verme, cinsel taciz, dolandırıcılık, parada sahtecilik, tehdit, hakaret, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma gibi suçlardan sabıkalı olduğu ortaya çıktı. Toplumda gelişen ve geliştirilen bu ırkçı ve göçmen karşıtı taban, sadece Türkiye’ye özgü değildir. Avrupa’da iktidarı zorlayan tüm burjuva partiler, göçmenleri sınır dışı etme söylemleriyle yarış içindeler. Ülkemizde de Ümit Özdağ vb. faşist politikacılar göçmen düşmanlığının toplum mühendisliğine soyunuyorlar.

Milliyetçiliğin, göçmen karşıtlığının, ırkçılığın, savaşların panzehri işçilerin birliği, halkların kardeşliğidir. Bütün gelişen saldırılara, ırkçı söylem ve propagandalara karşı göçmen işçilerle dayanışma içinde olmalıyız.